Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Sen, Ben ve Aramızdaki Her Şey

Mehmet Z. Sungur

Sen, Ben ve Aramızdaki Her Şey Gönderileri

Sen, Ben ve Aramızdaki Her Şey kitaplarını, Sen, Ben ve Aramızdaki Her Şey sözleri ve alıntılarını, Sen, Ben ve Aramızdaki Her Şey yazarlarını, Sen, Ben ve Aramızdaki Her Şey yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir şeyi geride bırakmak, ancak yaşantını protesto etmekten vazgeçip kabul etmekle gerçekleşir.
Aşk "ben"leri yok etmek pahasına "biz" olabilmektir. Sınırları iyi çizilmiş bir evlilik "ben"leri koruyarak "biz" olabilme sanatıdır.
Reklam
İletişimi bitiren en temel neden, eşlerin iletişimden bir yarar sağlayamamalarıdır.
Bir miktar suçluluk ve utanç, seni değişim için motive eder. Çok miktar suçluluk ve utanç ise seni hareketsizleştirir, pasifleştirir ve affetme gücünü elinden alır.
O kadar doğru bir söz ki...
Acı, onu araştıran ve anlayan herkes için muhteşem bir bilgidir. Acı, yaşama ve yaşadıklarımıza verdiğimiz değeri gösterir. Bir terapi oturumunda ağlayan eşinin gözyaşlarına hiçbir anlam veremediğini söyleyen ve "Ben hiç ağlamadım," diye övünen birine, "Sizin için çok üzüldüm," demiştim. "Niye diye sorduğunda ise, " İnsanın yaşamında ağlayacak kadar değer verdiği hiçbir şeyin olmaması çok acı verici de ondan," dediğimi hatırlıyorum.
Acı, onu araştıran ve anlayan herkes için muhteşem bir bilgidir. Acı, yaşama ve yaşadıklarımıza verdiğimiz değeri gösterir. Bir terapi oturumunda ağlayan eşinin gözyaşlarına hiçbir anlam veremediğini söyleyen ve "Ben hiç ağlamadım," diye övünen birine, "Sizin için çok üzüldüm," demiştim. "Niye diye sorduğunda ise, " İnsanın yaşamında ağlayacak kadar değer verdiği hiçbir şeyin olmaması çok acı verici de ondan," dediğimi hatırlıyorum.
Reklam
272 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Kitabı genç yaşında babam okumuş ve bana sık sık tavsiye etmişti. Ben de bir misafirlikte şans eseri denk geldim ve okuma kararı aldım. Kitabın içeriği aşk- evlilik-sadakatsizlik üzerine kurulu gözükse de yazılış amacı iletişimin ne olduğu, nasıl kurulması ve kurulmaması gerektiği, daha sağlıklı bir hale nasıl getirilebiliceği hakkında. Bu konuda sunulan tespitlerse akla yatkın ve hoş örnekler. Mehmet Hoca, iki cinsiyeti de kırmadan ancak doğrulardan da vazgeçmeden aşk - evlilik ve sadakatsizlik hakkında kafa açıcı tespitleriyle bizlere, doğru bir iletişimin kazan- kaybet oyunundansa mutluluğa yönelik oluşturulması gerektiğini gösteriyor. Bu mutluluğa ulaşmanın en büyük şartı karşıdakini suçlamak, kendi öyküne kendini inandırmaktansa karşılıklı anlama çabası ve anlayışla sağlanabiliyor.Babamın da dediği gibi,evlilik hazırlığı yapan her çifte, aşık olmaya adım atan gençlere ve ilişkisinden umutsuz evlilere okutulması gereken güzel bir yol haritası.
Sen, Ben ve Aramızdaki Her Şey
Sen, Ben ve Aramızdaki Her ŞeyMehmet Z. Sungur · Goa Basın Yayın · 2009105 okunma
Oyun gibi! Gerçek olabilir mi?
Bu söylediklerim sana pek gerçekçi gelmeyebilir. Hatta komik ve çocuksu bir oyun gibi de görünebilir. Ama umutsuzluğa kapılmadan önce çocukları dikkatlice gözle. Çocukların oyunları aslında onların en ciddi uğraşılarıdır. Belki de bu ciddi uğraşılarını yeterince ciddiye almayacaklarını düşündükleri için büyükleri oyunlarına dahil etmezler çoğu zaman. Bu bağlamda çocuklardan öğreneceğimiz çok şey var... Eğer, "Hayır bu iş böyle yürümez," gibi bir düşüncen varsa, hemen düşüncene inanıp oynamaktan vazgeçmek yerine öncelikle oynayarak düşüncenin geçerliliğini sına. Belki sen de bu oyunu becerebilir hatta sevebilirsin.
"İletişimin amacı uzlaşmak değildir. Mutlaka uzlaşmak istiyorsanız, lütfen yalnızca bir konuda, uzlaşmama konusunda uzlaşın."
Evlilik, 'ben'i koruyarak 'biz' olabilmekse eşlerin birlikte büyümeleri yanı sıra her birinin diğerine kendi başına büyüme fırsatı verebilmesi de gerekir.
Reklam
"Değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için güç, değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmek için sabır, ama önce ikisini ayırt edebilmek için akıl ver Tanrım."
"Özgürlüğüne adım atan her kadına karşı, hürriyete giden yolu yeniden keşfeden bir erkek vardır. İnsan ırkı iki kanatlı kuştur; bir kanadı kadınlar, diğeri erkeklerdir. Her iki kanatta eşit düzeyde gelişmedikçe insan ırkı uçamayacaktır. Kadının davası şimdi, her zamankinden daha da fazla, insanlığın davasıdır."
Sana daha fazla uzatmadan özetleyeyim: Aşk da yaşam gibi.Yaşamı hep alacaklı gibi yaşarsan bütün alacaklılar gibi mutsuz ölürsün. Aşkı da alacaklı gibi yaşayınca sevgi oluşmuyor. Unutma, yaşam da, "aşk" da yalnızca sana verilmiyor, aynı zamanda senden de isteniyor.
"Cinsiyetler arasındaki farka gönderme yapan her söylemin ayırımcılıkla damgalanma riskinin olduğu bir ortamda, kadın-erkek farkları üzerine yazmak cesaret ister. Nasıl yazacaksın?" diye soruyorsun. Unutma, ilk ve en büyük cesareti kadın ile erkeği farklı yaratarak Tanrı gösterdi. Yaratıcının yansıması olan sana ve bana ise bu farklılıkları anlamaya, kabullenmeye ve farklılıklarla birlikte uyumlu ve doyurucu biçimde yaşamaya çalışmak kaldı. Acaba Tanrı dünyayı yarattığından bu yana ne yapıyor? Niye mi merak ediyorum? Söyleyivereyim: Dünyayı yedi gün gibi kısa bir sürede yaratan bir güç, dünyayı oluşturduğundan bu yana geçen uzun zaman diliminde neyle meşgul, merak ediyorum da ondan. Ve ölümlü yanıtladı: "Unuttun galiba, Tanrı dünyayı yaratırken erkek ve kadını da yarattı. Yaratılıştan sonraki tüm zamanını da erkekle kadının birbirleriyle barış ve uyum içinde yaşamasını sağlamak için harcıyor. Bu hiç kolay bir iş değil!"
Garip öyle değil mi? Daha çok şey paylaşmak için evleniyorlar, daha az birlikte oluyorlar. Yaşamlarına yıllar katıyorlar ancak yıllara yaşam katamıyorlar.
141 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.