Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sen Dünyaya Gelmeden

Margaret Mazzantini

Sen Dünyaya Gelmeden Gönderileri

Sen Dünyaya Gelmeden kitaplarını, Sen Dünyaya Gelmeden sözleri ve alıntılarını, Sen Dünyaya Gelmeden yazarlarını, Sen Dünyaya Gelmeden yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Gözlerinde gökyüzü var...
Sayfa 84 - Doğan Kitap YayıncılıkKitabı okudu
" Ve hayat son müşterisini bekleyen dişsiz, yaşlı bir yosma gibi gülüyor bize... "
Sayfa 13 - Doğan Kitap YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
560 syf.
10/10 puan verdi
Yazarın tüm kitaplarını okudum . Sen dünyaya gelmeden kadar çarpıcı , gerçek ve her sayfasını derinden hissettiğim bir kitap dahi olmadı. Eğer tarih , annelik , aşkla ilgili bir şeyler okumak istiyorsanız kesinlikle tavsiye ediyorum .
Sen Dünyaya Gelmeden
Sen Dünyaya GelmedenMargaret Mazzantini · Doğan Kitap · 201087 okunma
Ölülerin listesi ötede,taştan yapılı gri duvarın üstünde ve allak bullak edici.Hepsi bir anda,aynı şeytanın kanat çırpışı sırasında hayattan sökülüp alınmış yaşayanların listesi o.
"Annesi doğumda bir ders yatar, diyordu. Aska tecavüzde ne gibi bir ders olduğunu soruyor kendi kendine. Çocukken koştuğu, okula gitmek için bisikletle geçtiği tarlaları düşünüyor. Baharda sarı ve eflatun çiçeklerle dolarlardı. Ufaklığı düşünüyor. Çetnikler onu götürdüklerinde, başını eğmiş ve onları, itaatkâr bir şekilde izlemişti. Tanrı neden hiç olmazsa o anı durdurmadı, ufaklığı kurtarmadı diye soruyor kendi kendine. Hiç olmazsa onu kurtarsaydı. O gerçekten de çok ufaktı. Tecavüze uğramış tüm kadınlar adına bir kişi kurtulsaydı."
Sayfa 583Kitabı okudu
"Küçük hedef, 'maleni cilj' tek bir darbede öldü, dirseklerinin üstünde azıcık olsun kaymadı. Onu öldürmek için, bir başka nişancının mermi harcamasına gerek kalmadı. Şimdi gülümsüyor, yanakları buruşmuş, gözleri donuk çünkü kalbi ölü. Çocuğu alıp götürmeleri zaman alacak, biliyor bunu. Kendisinin gitmesini, nöbetini bitirmesini bekleyecekler. Çocuğun çehresi karda mavi renk alıyor. Nişancının yere attığı izmarit hâlâ yanıyor. Zaman zaman oraya bir gazeteci tırmanıyor, ona 'ateş et, seni ateş ederken çekeyim', diyor ve nişancı gazeteci için ateş ediyor. Sonra röportaj yapıyorlar, kolları açık, kamuflaj üniformasının üstünde haç, başında siyah bere. 'Tavşanlara ateş etmek gibi'. Gülümsüyor. Sonra yüzünün kabuğu katılaşıyor ve gözleri kendisine çevrilmiş şeytanın o sefil şaşkınlığı kalıyor."
Sayfa 453Kitabı okudu
Reklam
"Arada bir, birileri düşüyor. Su kuyruğundaki bir kadın. Yabani bir tavşan. Bakmak üzere durmamalı...gözlere görme, bağlanma zamanı tanımamak lazım. Bu, öğrenilmesi gereken bir şey. Ölülere kendilerini ifşa etme, somutlaşma zamanı tanımamak gerek, yola doğru devam etmek; bedenleri kum çuvalından ayırt etmemek, onları belirsiz bir şey olarak arkada bırakmak, gerçeklikten uzaklaştırmak ve sadece yola bakmak lazım. Ancak bu şekilde dayanılabilir. Ölülere bir isim, bir palto, bir saç rengi vermeyerek dayanılabilir. Onlardan ta uzaktan sakınmalı, onları görmemiş gibi yapmalı. Onlar yokmuş gibi yapmalı. Çünkü duracak olursan, içine girmelerine izin verecek olursan... o zaman kaçınılmaz olarak adımlarını yavaşlatırsın. Ama çocuklar meraklı, onlar boyunlarını uzatıyor, onlar anneleri tarafından çekiştirildiklerinde, sürüklendiklerinde bakıyorlar. Çocuklar ölülere, sincapların piknik artıklarına yaklaştığı gibi yaklaşıyor."
Sayfa 401Kitabı okudu
"Ne kadar da güzelsin...güzel olduğunu hatırlıyordum ama bu kadarını değil.Ne yedin,cennet mi?"
Sayfa 82
Kendi halkının acılarından beslenmiş,Doğu'nun yeni zenginleri.
Sayfa 19
59 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.