Sana bakarken bir filmin saniyedeki yirmi dört karesini düşündüğümü söylemek istiyorum. Sendeki ilk yirmi üç görüntü ışıklı ve parıltılı ama yirmi dördüncü görüntü, senin içindeki ışıkla çelişen hakiki bir hüzün yayıyor. Alt algısal bir imge gibi, kırılma anındaki bir çatlak gibi ve bu çatlak seni, niteliklerinden ya da başarılarından çok daha iyi tanımlıyor.