Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Senaryo: Senaryo Yazımının Temelleri

Syd Field

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Senaryo da hikaye
Bütün olan hikayedir, hikayeyi oluşturan unsurlar ise aksiyon, karakterler, çatışmalar, sahneler, sekanslar, diyalog, eylem, birinci, ikinci ve üçüncü perdeler, olaylar, bölümler, hadiseler, müzik, mekanlar, vs. - parçalardır. Parçalar ile bütün arasındaki bu ilişki de hikayeyi ortaya çıkarır.
İki İşlev
...diyalog, sahnenin iki temel işlevine hizmet eder: Ya hikâyeyi ileriye doğru taşır ya da karakterle ilgili bilgiyi açığa çıkarır.
Sayfa 284Kitabı okudu
Reklam
Eğer bitiş kavramını özetleyebilecek ve akılda tutulması gereken en önemli şeyi ifade edebileceksem şunu söylemem gerekir: Bitiş, başlangıçtan çıkar. Biri ya da bir şey bir aksiyonu başlatır ve bu aksiyonun çözülme aşamasına nasıl geldiği de filmin olaylar dizisini oluşturur. Çinliler, "En uzun yolculuk ilk adımla başlar," der. Pek çok felsefi sistemde de "bitişler ve başlangıçlar" birbiriyle bağlantılıdır; tıpkı sonsuza dek birleşik ve yine sonsuza dek birbirine zıt duracak o iki daire, yin ve yang gibi. Eğer senaryonuz da bunu sergilemenin bir yolunu bulabilirseniz, bu sizin lehinize olur.
Sayfa 139Kitabı okudu
Sayfada sahnenizi sunuş biçiminiz, nihai olarak bütün bir senaryoyu etkiler. Bir senaryo, bir film deneyiminden önce bir okuma deneyimidir. Sahnenin amacı iki yönlüdür: Ya hikayeyi ileriye taşır ya da karakter hakkında bilgi verir. Eğer bunlardan birini ya da hiçbirini karşılamıyorsa senaryoda yeri yoktur.
Sayfa 211Kitabı okudu
"Bir taraftan, akıp giden olaylarla uğraşıyorduk," diyordu Philipa Boyens, "bir taraftan herkesin kendi hikayesi ilerliyordu; ek olarak hikayeler ile karakterlerin duygusal hatları ve bunların nasıl bir arada örülerek bütüne bağ- lanacakları sorunu vardı -yani bütün senaristlerin uğraşmak zorunda oldukları her şey."
Sayfa 339Kitabı okudu
Reklam
sahne
Joseph Champell, "Bir kahraman, kendisinden daha büyük bir şey için hayatını feda eden kişidir,'' der. Mitler ve edebiyattaki "kahraman" şablonunu dikkate alırsanız, Rick'in yaptığı şey; onu çağdaş bir kahraman mertebesine taşır. "Hayat, yaptıklarınızdır, eylemlerinizdir," der Aristo, "ve hayatın sonu da bir eylem biçimidir, bir nitelik değil." Aynı şey Hamlet, Bhagavad Gita'daki Arjuna ya da Matrix'deki Neo karakteri için de geçerlidir: Şüphelerini ve korkularını yenmeyi başaran karakterler, bunları bir kenara bırakmış ve harekete geçmişlerdir. Bu yaptıkları da onları "kahraman" mertebesine taşır. Rick'in kalbinden ne geçiyor olursa olsun, olaylar dizisini ileri taşıyan, onun karakterinin niteliğidir, yaptıklarıdır. Hindistan'ın antik dini metinlerinde buna "dharma" yani erdemli davranış denir ve bu, Bogart'ı bu filmde bir kahraman mertebesine taşır. Onun duruşu, insan ruhunun asaletinin onun kişiliğinde vücut bulması, insanlık için bütün zaman, kültür ve dil sınırlarını aşan bir ışık gibidir. Güzel sahneler, güzel filmler ortaya çıkarır. İyi bir film düşündüğünüzde aklınıza sahneler gelir, bütün bir film değil. Sapık'ı düşünün. Hangi sahne var zihninizde? Elbette duş sahnesi. Bir klasiktir o. Sahne, senaryonuzdaki tek başına en büyük önem taşıyan unsurdur. Orası bir şeylerin, belirli bir şeylerin olduğu yerdir. Orası, dramatik (ya da komik) aksiyonun kendine has birimi, hücresidir; hikayenizi anlattığınız yerdir.
Sayfa 210Kitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.