II. Abdülhamid, Osmanlı'yı zor durumda bırakan bu devletlerin arasında bir çıkar çatışmasını yıllarca bekledi. Kaçınılmaz olarak politikayı izlemek durumunda kalan II. Abdülhamid, bu politakasını hatıralarında şöyle açıklamıştır: "Kırk yıldır büyük devletlerin birbirleriyle kapışmasını bekledim. Bütün ümidim oydu ve Osmanlı'nın bahtını buna bağlı görürdüm. O beklediğim gün geldi. Heyhat ki ben tahttan uzaklaştırılmış, ülkemi idare edenler de akıldan ve basiretten uzaklaşmışlardı. Kırk yıl beklediğim büyük fırsat bir daha ele geçmemek üzere Osmanlı'nın elinden çıktı gitti. Otuz yıl tahttan uzaklaşmamak için çalışmışsam, bunun içindi. Donanmayı Haliç'e kapamış, talime dahi çıkarmamışsam bunun içindi. Girid'i İngilizlere kaptırmamak için Yunan muharebesini göze almışsam bunun içindi... Velhasıl otuz bu kadar yıl ne yapmışsam, ne etmişsem, doğrusu da yanlışı da yalnız bunun içindi." Ancak kendisinin de ifade ettiği gibi bu durum (I.Dünya Savaşı) kendisinin tahttan indirilmesinden sonra gerçekleşmiş, kendisi bu durumdan istifade edememiştir.
hayatta çarkı felek gibi dönüyor bazen tersine bazen normal Nasıl yıllar önce bu topraklarda eskiler yaşadıysa sende göçüp gideceksin yeniler gelecek ne demişler her canlı hayattı tadacak ama ölümüde tadacak herşey karşılıklıdır.
Boluk içinde yaşayan insana yokluğu tatıramasın nezaman tadar o hayattı dara düştüğü zaman hayattı iyi olunca hiç birşey umrunda olmaz ama 1 gün aç kaldımı ben naptım diye haykıracaktır. İş işten geçmiş olacak ozaman !!
bu hayatta hiçbir canlıyı basitte almayın ağaçlarda konuşur bilirmiydin al eline bir taş ağacın herhangi bir yerine vur ve sonra kulaklarını agaca yasla sana fısıldıyacaktır.