Nadiren bu büyüyü çözmeye cesaret eden birisi çıkar ve kral, çırılçıplak herkesin önünde yürürken bir çocuk, herkesin görüp de söylemeye cesaret edemediğini haykırır;"KRAL ÇIPLAK!"
Herşey, dışarıdan gelen bir güçle hareket eder. Kendi kendine hareket ediyor gibi görünen canlılar bile, içten gelemeyecek bir başlangıç kuvvetine gerek duyar. Canlı olan her şeyin hareketi , dışarıdan gelen bir hareketin sonucudur. Bu hareket süreklidir ve yaşam sürdükçe bizimledir.
Bunun dışında,her hareket özellikle de yaşayanların hareketi,bilinen, bilinçli ve maksatlı bir harekettir. Bu anlayışa göre herşeyi hareket ettiren kuvvet,bir bilinci sahiptir. Diğer bir deyişle,her hareket, üzerinde düşünülmüş bir harekettir. Bu güç, hareket üzerinde düşünür ve düşündüğü biçimde hareketin başlamasını sağlar.
Kendimizi her zaman uyum içinde hissetmeyebiliriz çünkü bu uyum bizi, korkulan yerlere götürebilir. Uyum içinde kalmaya devam etmek cesaret gerektirir, bizden tamamen teslim olmamızı ve tüm sevgimizi vermemizi bekler.
Teşekkür eden kişi, “Sen bana, benim sana bir şey verebilmemden bağımsız olarak veriyorsun ve bu yüzden ben de bunu senden bir hediye olarak minnetle kabul ediyorum” demiş olur.
Masumiyeti elde etmenin üçüncü ve en güzel yolu hem vermenin hem de almanın ardından gelen hafiflik hissidir. Bu alışveriş dengesi ilişkilerde de sağlıklı bir süreçtir ve karşısından bir şey alan insanın, eşit miktarda karşılık vereceği anlamına gelir.
"Tanrı'nın beslenme kaynağı, insanların O'nun uğrunda feda ettikleri yaşamlarıdır. Bu fedakarlıklar ve çekilen acılar, bu Tanrı"yı yüce makamında tutmak ve emri altındakiler üzerindeki hakimiyetini
garantilemek için gereklidir."
"Esas meseleye baktığımız zaman ve yaşamımızı her şeyiyle, yani bizlerin ve anne babalarımızın ödediği bedellerle kucakladığımızda, hayatta her şeyle baş edebiliriz."
"Çocuklar sıkça konuşma güçlüğü çekerler çünkü anne babaları bir șeyler saklamak istiyor ya da saklamak zorunda kalıyordur. Aileler sırlarını saklamadan konuştukları takdirde, çocuklar konuşma güçlüğünü geride bırakabilirler."
"Herkes aynı ruhani zihin hareketiyle var olduğu için birbiriyle eșittir. Hangi hayatın daha değerli olduğuna ya da hangi insanın daha fazla haklara sahip olduğuna karar vermek bizim üzerimize vazifeymiș gibi davrandığımızda bu eșitlik yasasını ihlal
ederiz. Bu durumun kendi sağlığımız, diğer aile bireylerinin sağlığı, özellikle çocuklarımızın, torunlarımızın ve zaman zaman da eşimizin sağlığı için geniş kapsamlı sonuçları olur. Böyle bir kibrin sonuçlarına, suçu ișleyen ve aynı zamanda
olayla hiç ilgisi olmayan kişiler de katlanmak zorundadır. Sonuçlar aileyi, hangi bireylerin olayları bildiğine ya da olayların içinde yer aldığına bakmadan bir bütün olarak etkiler. Eşitlik yasasını ihlal etmek, hastalıkların ve pek çok çocuğun
yașadığı ve ailelerinin büyük endișe duymasına sebep olan sıkıntıların ana nedenlerindendir. Dışlanmış, reddedilmiş, hatta kürtajla öldürülmüş olan kișiler, sonradan diğer aile bireyleri tarafından temsil edilir. Reddedilenler ise aileye sonradan katılan bireylerce, haklarında hiçbir șey bilinmeden temsil edilir."