Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Seyahat Jurnali

Âli Bey

Seyahat Jurnali Gönderileri

Seyahat Jurnali kitaplarını, Seyahat Jurnali sözleri ve alıntılarını, Seyahat Jurnali yazarlarını, Seyahat Jurnali yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bağdat'ta yazları pek çok leylek bulunur. Bu hayvan her yerde olduğu gibi yazları gelip kışları daha sıcak yerlere gi­der. Bunların gelme zamanında beş, on, yirmisi birden ge­çerken çocuklar "Vak!" diye bir ağızdan bağırmaya başlar­lar. "Vak"ın yere düşmek anlamında olduğu malumdur. Bu feryadı işitince leylekler dengelerini kaybeder ve içlerinden birkaçı mutlaka yere düşer ki hakikaten gariptir.
Yolda basit ve boş olan zeminin bazı yerlerinde büyücek göl gibi sular görünmekte ve hatta gölün ortasında yüksek yerlerin ada gibi suda yansıdığı görülmekteydi. Meğer bu görünen göller, çöllere özgü serap denilen ışık yansımalarından ibaretmiş. Yaklaştıkça hayal gibi yok oldular.
Reklam
Eskicilik burada da Yahudilere özgüdür. Şu farkla ki Bağdat'ın Yahudileri, "Eskiler alayım! " yerine "Bey'!" diye bağırırlar.
Buradan Musul'a karadan kırk sekiz sa­attir. Bu civarda Babıniyet'ten başka Türkmen köyü yoktur. Cizre'den buraya kadar birkaç Arap köyünden başka yetmiş kadar Yezidi köyü vardır. Bilal-i Habeşi Hazretleri'nin ma­kamı denilen yerden her sene güz mevsiminde bir top sesi gelir. Topun şiddetinden bütün köyün evleri sarsılır. Topun sesinden başka dumanı da görülür. Tecrübemize göre bu duman hangi tarafa yönelik olursa o sene o tarafta bereket­sizlik veyahut bir hastalık olur. Top sesi ve dumanı çıkan yerde, kaya içinde bir delik olduğu görülmüştür. Topun atıl­masından sonra gidilip incelenince deliğin ağzı siyahlanmış görünür ve barut kokusu duyulur.
3 Mart 1885 Siverek
Gündüz kahvaltı için indiğim köylerden Curnuş isminde bir köyün kahvehanesinde köyün imamı Hayber'in Fethi menkıbesi okumakta ve başına toplanmış olan köyün ağaları dinlemekteydi.
Siirt'in garip hallerinden biri olarak minare dilenciliği gördüm. Şöyle ki: Elbise veya toplu bir para veyahut bir baş inek gibi büyük bir şey dilenmek isteyen fakir, bir minareye çıkarak sabahtan akşama kadar, "Yarabbi! Bana falan şeyi ver ; " diye günlerce bağırıp dua ediyor ve bazısının da iste­ğinin hayır sahipleri tarafından karşılandığı oluyor.
Reklam
Memleketin akrebi, çıbanı ve tanesi kırk elli kıyye ağırlığında gayet büyük ve lezzetli karpuzu meşhurdur. Bu çıban Allah'ın hikmeti olarak Ha­lep'ten başlayarak Urfa, Diyarbekir ve oradan Dicle boyu aşağı inerek Musul, Bağdat ve Basra'ya kadar bir hat üze­rinde bulunan memleketlere özgü gibidir. Siirt ve Bitlis'te bu­lunmaz. Daha garibi Dicle boyu iki sahilde bulunan köylerin bazısında olur, bazısında olmaz. Yerli ve yabancı yolcular bu konuda her türlü şeyi denemişler ve araştırmışlarsa da neden ortaya çıktığı henüz anlaşılamamıştır.
Siirt 1885
Buradaki garipliklerden biri de minarelerin hepsinin kıbleye doğru eğimli ve eğri olmasıdır.
"Nemrut Dağı'nın vaktiyle bir yanardağ olduğunu gösterir birçok işaret görülebiliyordu.Zirvesinde krater denilen ağzı, gayet büyük ve korkunç bir kuyu şeklinde, otuz kırk metre çukurda büyük bir göl gibi içi suyla doluydu."
Sayfa 28 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
"Memleketin içi ne kadar kasvetliyse dışı da o kadar hoş ve gönül alıcıdır."
Sayfa 21 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
493 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.