Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Şeytan Tangosu

Laszlo Krasznahorkai

Öne Çıkan Şeytan Tangosu Gönderileri

Öne Çıkan Şeytan Tangosu kitaplarını, öne çıkan Şeytan Tangosu sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Şeytan Tangosu yazarlarını, öne çıkan Şeytan Tangosu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
328 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Metaforlarla dolu, müthiş bir roman Şeytan Tangosu. Macar yazar Krasznahorkai’nin 1985’te kaleme aldığı ilk romanı. Kitap, ‘site’ olarak adlandırılan, siyasi yönetimi çökmüş bir köyde, toplum olarak işlevini yitirmiş, kendini hareketsizliğe ve yozlaşmaya teslim etmiş bir grup insanı konu alıyor. Başlangıçta, Tatar Çölü’nü anımsatan şekilde,
Şeytan Tangosu
Şeytan TangosuLaszlo Krasznahorkai · Can Yayınları · 201391 okunma
Reklam
328 syf.
10/10 puan verdi
“Izdırap, iz bırakmadan geçmez”
Yaşamın anlamı, insan mutluluğunda saklıdır ve mutluluk kişisel bir olgudur. Çünkü her birey, etrafındaki olayları, nesneleri, kişileri gerçeğe uygun olduğu için değil de, kendileri için tasarladıkları anlama göre algılar, yorumlar. Birey tarafından yorumlanmış gerçek saf değildir ve kesin doğru olmadığı için de yanılgılarla doludur. Her birimizin
Şeytan Tangosu
Şeytan TangosuLaszlo Krasznahorkai · Can Yayınları · 201391 okunma
Büyük meseleler hep basit olur.
Sayfa 116 - Can Yayınları
…gerektiğinde yeniden yaratılmak için hiçliğe dönüşecekti.
Sayfa 287 - Can Yayınları
İnsan, sessizliği önce yalnızca ürkütücü olarak hisseder, kıpırdamaz, korunabileceğini umut ettiği bir kuytuda büzüşür, çiğneme ızdıraba, yutma işkenceye dönüşür, ondan sonra artık çevresindeki her şeyin ağırlaştığının, alanın bir kat daha daraldığının ayırdına bile varamaz hale gelir ve en dehşet verici olansa geri çekilirken baş gösterir: hareketsizlik.
Reklam
Dur durak bilmeden körelen umudun kurtuluş için asıl tehlikeyi oluşturmadığından emindi, dahası aslında onları bir arada tutan tam da bunlardı, çünkü talihsizlik ve yokoluş arasındaki yol uzundu, ama burada, sonunda, artık yenilgiye uğramanın bile olanağı yoktu.
Yaşam olan her şeyden uzakta, bir yokoluşun içinde kıvranıyorsunuz… planlarınız peş peşe fiyaskoyla sonuçlanıyor, düşleriniz kör bir şekilde un ufak oluyor; sizlerse asla gerçekleşmeyecek bir tür mucizeye inanıyor, sizi buradan çekip çıkaracak bir çeşit mesihe bel bağlıyorsunuz… Oysa biliyorsunuz ki, artık inanılacak bir şey yok, artık bel bağlanacak bir şey kalmadı; çünkü geçip giden yıllar, öyle değil mi, üstünüze o kadar büyük bir ağırlıkla çökmüş ki, bayanlar, baylar, bu imkansızlığınıza yeniden hükmedebilme olanağınızı mutlak olarak yitirmişsiniz gibi görünüyor ve bu, boğazlarınızı günden güne daha bir güçlü sıkıyor, artık yavaş yavaş soluk bile alamıyorsunuz…
Sayfa 206 - Can Yayınları
Hani nasıl biliyor musun, yetişmek için canını dişine taktığın koşturduğun yere varmışsın da orda seni beklemiyorlarmış, orda sana yer yokmuş hissi. Hani ucu ucuna kaçırılmış her şeyin arkasında bıraktığı o kekremsi his. Bilirsin bazı sızılar eti değil, ruhu acıtır.
Bu Ekim sonu gecesinin tek bir nabız atışı vardı: Ağaçlarda, yağmurda, çamurda, alacakaranlıkta, ağır ağır çekilen karanlıkta, silikleşmiş gölgelerde, yorgun kaslarda, sessizlikte, insana ait nesnelerde, dalgalanan taş yolun kıvrımlarında, sözle ve hayalle ulaşılamayacak düzene göre bambaşka, acayip bir ritimle atıyordu; saçlar bedenden dökülen dokulardan farklı bir tempoya uymuş, büyüme ve çöküş ayrı ayrı yönlerde ilerliyordu; yine de yankılanan şu binlerce patırtı, tutarsız depreşip duran şu gece gürültüsü, görünüşe göre çaresizliğin üstünü örtmek için meydana gelmiş süratin öğeleriydi.
217 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.