O zamanlar yüreğimi titreten o duygular hâlâ ölmedi; çabucak akıp gitmiş o kutlu zamanları aklıma getirdiğimde, gençliğimin bütün tazeliğiyle canlanır içimde.
O sesin parlak bir ışık huzmesi gibi üzerime düşüp içimi o en yüce, en kutsal sezilerle doldurduğu anlarda, adlandırılamaz hislerle nasıl da sarsılıyordum.
Eğer onunla konuşmuşsam, gün boyu kendimi şaşılası görkemli bir ruh hali içinde buluyordum; daha sonra, çıktığım gezintilerde ise hayali bana eşlik ediyordu.
Her seferinde, edindiğim yeni bilgilerle gözünü kamaştırmaya karar veriyor ama onun gelip de bana sevgiyle hitap ettiği anda tek kelime bile edemiyor, sadece onu seyretmek, ona kulak vermek istiyordum.
DİPÇE :
Aziz Antonius'un terekesi arasında bulunan iksire tüm uyarılara rağmen erişen Keşiş Medardus ile sıra dışı bir yaşam yolculuğudur Şeytanın İksirleri.
Rüya veya tahayyül dediğimiz bazı şeyler hayatımızı belirleyen bütün durumları birbirine bağlayan gizli bir ipliğe dair sembolik ipuçlarıdır diyor yazar ve bu esere bu gözle bakmasını
“İnanın bana, Papaz Efendi, sıkı bir yüzücü olarak, hayatın en hareketli dalgalarında karanlık sulardan başımı cesaretle kaldırıp suyun üzerine çıkma gücümü hiç yitirmedim ben,”