Her adımda, bir evvelkine göre daha 'bilge' olurken, geride bıraktığın halini 'cahil' kılarsın. Yarın da, bugünkü hallerin için 'cahil' diyeceksin, bunu unutma...
"İnsan, içinde sonsuzluğun sırrını taşır."
Çağrı Dörter'in seri ve sırayla okunması gereken kitaplarından beşincisiydi "Sezginin Sonsuzluğu"
Çağrı Dörter, dinin sevgi ve tasavvufî boyutunu ön plâna çıkaran, rivayete kuşkulu yaklaşan ve düşünen-araştırmacı bir akla sahip olmamız gerektiğine inanan, dinin amacının rijit kuralları uygulamaktan daha çok iyi insan olabilmek için çabalamak gerektiğini düşünen ve böylece de günümüzde dinden uzaklaşmış bulunan gençleri yeniden düşünmeye sevk edebilecek olan yazar-düşünür'lerden biri...Bu nedenle kitaplarını güzel ve faydalı buluyorum.
Yazarın yazı tarzı, Platon ve Sokrates'in karşılıklı konuşmalarına benzer şekilde olduğundan, kitap kuru bir felsefe-tasavvuf kitabı olmaktan ziyade hareketli ve akıcı bir biçimde ilerliyor.
Dini sadece bilinçsiz yapılan ritüeller değil esasında yüce bir amacının olduğunu anlamak isteyenlere, gerçekten Hakikat'i arayanlara bu kitapları seri olarak okumalarını öneririm.
"İnsanlar, kendileri üzerine emek vermeyi, kendilerini dönüştürmeyi ve özeleştiriyi bıraktıkları yaşta donup kalırlar. Ve bin yıl dahi yaşasalar, bunları yapmadıkça, zerre kadar olgunlaşamazlar."
'Elden gelen yapıldıktan sonra' hayatın değiştirilemez seyrinin getirdiklerine "kader" ; 'ihmal ve umursamazlığı kapamak' için "kader" sözcüğünün kullanılmasına "sahtekârlık" ; bu sahtekârlığı yapanların taktıkları din maskesine ve şov ibadetlerine bakarak onları 'dindar' zannetmeye "putperestlik" denir.
Kendi ezberlerine uymayan her düşünceye nasıl da otomatik ve şuursuzca tepki vermeleri öğretilmişti hepsine!...Ne de kolay kâfir diyorlardı, kendileri gibi olmayanlara.
En basit şeylerin bile kullanma kılavuzuna bakıp öğrenen insan, en karmaşık yapı olan 'kendi'nin kullanma kılavuzunu hiç aramaz ve öğrenmez. Bu nedenle de, aslında hiç olmayan gerilimler içinde yaşar.