Kendinizi problemli sanıyorsanız, siz bir de Sheila Levine'la tanışın. Sheila 30 yaşında ve bir türlü evlenememektedir. Herkes bilir ki iyi Yahudi kızlarının büyüdüklerinde gelin olamayacaklarını düşünen var mdır? Bu Sheila'nın bir sürü sorunundan sadece biridir. Bir kız özellikle de ailesinin düşlediği gibi baş döndürücü bir güzelliğe sahip değilse nasıl "iyi" kalabilir?
Bunun yanıtı basit. O da "iyi bir kız" olarak kalmadı. Her hafta sonunu Syracuse Üniversitesindeki odasında geçirmekten bıkkın, Colgete'den bir oğlanla ilk buluşmasında beraketini kaybetti. Ya işe yaramazsa? Bu da işe yaramazsa bir arkadaşıyla ev tutabilir ve bir kocanın yanı sıra kendini kanıtlamasına olanak sağlayacak iş bulurdu. Tatillerini planlar modern görünüşlü bir bekar olurdu.
Kısacası Sheila çaresizdi. Hatırlayabildiği ilk anısı beşiğine eğilmiş annesinin bu minik bebeğin günün birinde çok güzel bir gelin olacağını söyleyen sesiydi. Çocukluğunun bitmeyen nakaratı annesinin "Sen evlendiğinde..." diye mırıldanan sesiydi. Ama hiçbiri işe yaramadı ve artık Sheila'nın gerçekle yüzleşmesinin zamanı gelmişti. Ailesi hayal kırıklığına uğramıştı, kimse onunla evlenmek istemiyordu