Sherlock Holmes - Dörtlerin Yemini

Arthur Conan Doyle

En Yeni Sherlock Holmes - Dörtlerin Yemini Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Sherlock Holmes - Dörtlerin Yemini sözleri ve alıntılarını, en yeni Sherlock Holmes - Dörtlerin Yemini kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bazen Goethe'nin şu eski satırlarını düşünürüm: Scheide dass die Natur nur EINEN Mensch aus Dir schuf, Denn zum wuerdigen Mann war und zum Schelmen der Stoff.
Sayfa 238 - Doğanın sizden yalnızca BİR kişiyi yarattığına dikkat edin, çünkü malzeme değerli bir adam ve bir haydut içindi.
Sen bensin Sherlockkk (:
"benim yapımda hem aylaklık, hem de dinçlik var..."
Sayfa 238
Reklam
Mümkünse uzak durun
Ama aşk duygusal bir şeydir ve duygusal olan şeyler, o her şeyin üzerinde tuttuğum soğuk, gerçek sebebe terstir. Bu yargımın yanlış olmadığını düşünüyorum, bu yüzden ben hiçbir zaman evlenmem."
Sayfa 238
Ben en iyi savunmanın hiçbir şeyi saklamamak olduğuna inanıyorum.
Sayfa 236
'Ah güzelim adalet' neredesin ?
"Adalet mi!" diye hırıldadı eski mahkum. "Ah güzelim adalet! Bizim değilse kimin ganimeti bu? Hiç görmeyenlere veremedikten sonra hazineyi, adalet nasıl sağlanır ki? Baksana, ben nasıl ele geçirdim! O iğrenç bataklıkta yirmi yıl, gün boyu mangrov ağaçları altında iş, gece boyu pislik içindeki kulübelerde zincir, sivrisinek ısırıkları, sıtma ateşleri, gördüğü her beyazdan hıncını çıkaran siyah yüzlü polislerden dayak. Agra hazinesini böyle ele geçirdim işte; ve şimdi bana, ben bu kadar uğraşmışken hazinenin sefasını başkasının süreceği bir adaletten bahsediyorsunuz. Bileklerimi keserim, Tonga'mın dikenlerinden birini derime batırırım da, hapse girip başka birinin bir sarayda benim olması gereken paranın sefasını geçirdiğini düşünmeyi göze almam."
Sayfa 197
"Hazine kaybolmuş," dedi Bayan Morstan sakince Söylediklerini işitip bunların anlamını kavradığımda ruhumdan sanki bir gölge kalktı. Bu Agra hazinesi sonunda uçup gidene kadar, üstümde nasıl bir ağırlık yarattığını bilmiyordum. Bu bencilce, haince ve yanlış bir duyguydu kuşkusuz, ama onunla aramızdaki altın engelin kalkmış olması dışında hiçbir şeyin farkında değildim. "Tanrıya şükür!" sözleri koptu ta yüreğimden. Sorgu dolu gözlerle bana baktı hemen. "Niçin böyle söylüyorsunuz?" "Artık ulaşamayacağım bir yerde değilsiniz de ondan," dedim onun elini tutarak. Elini çekmedi. "Seni seviyorum da ondan Mary, bir erkek bir kadını ne kadar yürekten sevebilirse o kadar. Bu hazine, bu servet, dudaklarımı mühürlemişti de ondan. Artık hazine kalmadığına göre, ne kadar sevdiğimi söyleyebilirim sana. İşte bu nedenle 'Tanrıya şükür' dedim." "O zaman ben de 'Tanrıya şükür' diyorum," diye fısıldadı onu kendime doğru çekerken. Her kim bir hazine yitirmiş olursa olsun, ben bir hazine kazandığımı biliyordum o gece.
193-194
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.