Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Cezaevi Görüşmeleri

Şiddeti Anlamak

Adem Solak

Şiddeti Anlamak Gönderileri

Şiddeti Anlamak kitaplarını, Şiddeti Anlamak sözleri ve alıntılarını, Şiddeti Anlamak yazarlarını, Şiddeti Anlamak yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsanoğlu büyük adam olmak için heveslerle doludur; fakat bir gün anlar ki. sadece küçük bir adamdır. Mutlu olmak için heveslerle doludur; fakat bir gün anlar ki sadece mutsuzdur. Mükemmel olmak için büyük hevesler taşır; fakat bir gün anlar ki sadece kusurlarla doludur. İnsanlar tarafından sevilen ve sayılan bir kişi olmak için devamlı didinir; fakat bir gün anlar ki, kusurlarından dolayı sadece insanların hor görmesiyle karşı karşıyadır. İşte dışına çıkmaya imkân bulamadığı bu utanç duygusu; o anda güçlü bir adaletsizlik ve yıkma hırsı yaratır. Çünkü bu durumda o. kendisini kusurlarından dolayı mahkûm eden ve bunun suçunu sadece kendisine yükleyen gerçeğe karşı bitmez tükenmez bir nefrete bürünmüştür. PASCAL
Lütfen, bu ülkenin zamanını ve enerjisini geçmişte uygulandığı halde hiçbir sonuç vermeyen yöntemlere heba etmeyelim.
Reklam
İnsanın yaptığı işin hata ve gittiği yolun yanlış olduğunu anlayıp pişmanlık duyması ve bu yanlıştan ayrılması bir erdemdir. Buna; Hırıstiyanlıkta "günah çıkarma", İslamiyet'te "tövbe etme", sosyalizmde "özeleştiri" derler. Örgütlerden ayrılanlar da benzer biçimde, "yaptıklarına pişmanım" deyip, kendilerine göre yanlışlarından döndüler.
Bu ruh hali, insanın içinde var olan doğal şiddet dürtüsünden değil, şiddetin genlere sinmesinden ve kişilik özelliğine dönüş­ mesinden kaynaklanır. Şiddet dürtüsü, insanın hayvanlarla ortak bir özelliği halini alır. İnsan, bu dürtüden uzaklaştıkça insanlaşır. Her canlı, sadece yaşamını idame etmek için şiddete başvurur; şiddet bağımlısı insan ise, üstünlük sağlama ve hatta zevk almak için şiddet uygular. Bu noktada, şiddet bağımlısı insan en vahşi hayvandan daha vahşi ve tehlikeli olur.
Ömrümün ve ertelenmiş var oluşumun miladı... Düş olamayacak kadar gerçek, gerçek olamayacak kadar düşsel...
Korku ve kahramanca cesaretle yaşadığım bir aşktı... Amacını aşan engellerle donanmış kavgada, amacı "basit", engelleri devasa bir aşk...
Reklam
Velhasıl onu anlatabilmek benim için savaşı komuta etmekten daha zor.
Çünkü insanlar söyleme değil yapılana bakarlar.
Bir insanda var olan bütün insani halleri, diğer insanlarda da vardır. O günlerde kendilerini dağlarda bulan hemen herkesin hikâyesinin benimkine benzer olduğunu düşünüyorum. İnsanlar bir çıkış yolu bulamadıkları için kendilerini o dağlara vurdular.
Reklam
Bir mahkumun tespiti
Hem kendi, hem de ilişkide olduğum insanlar özgülünde, hapis cezasının insanlar üzerindeki etkilerini izleme olanağı buldum ve şu sonuca vardım: Gerek 12 Eylül Darbesi'nin hapis­ hanelerdeki vahşet ortamında, gerekse son yıllarda bir dizi reforma tabi tutulmuş hapishanelerde olsun, gerçek anlamda 'ıslah' edilmiş ve 'topluma kazandırılmış' insan sayısı yok denecek kadar azdır. Aksine, hapiste kalma süresi uzadıkça, insanın ya tümden çöktüğünü ya da önü alınamaz bir kin ve öfkeyle dolup taştığını gözlemledim ve kısmen de yaşadım. Bu anlamda, hapishaneler 'suçluyu cezalandırma' alanı olarak işlev görmüş olabilir ama 'ıslah' etme işlevi görmemiştir. 'Islah' etme alanı olarak sunulan bu mekândan geçen her birey bir daha ve bir daha suç işliyor, çünkü burada suçtan arınma çalışması değil, itaate zorlama çalışması yürütülüyor.
yüreğimde ölüme dair anlamlardan gayrı anlamlar barındırmadığım yitik yılların can alıcı noktasındaydım ki, göktaşı gibi ölü dünyama çarpmıştı.
tanık olduğum tüm güzelliklerden bir parça bulurum onda.
Önce büyük sarsıntı geçiren, sonra toza dumana boğulan dünyamda, eskinin enkazı arasında yeni hayat başladı. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Olmamalıydı, Olmadı da.
160 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.