Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Şiddetin Gölgesinde İlişkilerin Karanlık Kuyuları

Şafak Nakajima

Şiddetin Gölgesinde İlişkilerin Karanlık Kuyuları Gönderileri

Şiddetin Gölgesinde İlişkilerin Karanlık Kuyuları kitaplarını, Şiddetin Gölgesinde İlişkilerin Karanlık Kuyuları sözleri ve alıntılarını, Şiddetin Gölgesinde İlişkilerin Karanlık Kuyuları yazarlarını, Şiddetin Gölgesinde İlişkilerin Karanlık Kuyuları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Şiddet dolu bir ilişki, köle-efendi ilişkisi gibidir. Köleyi özgürleştiren efendisi değil, zincirlerini kırmaya başaran kölenin kendisidir.
Sayfa 438
Bilinçli kadınlar, sağlıklı aileler kurar. Sağlıklı aileler, bilinçli çocuklar yetiştirir. Bilinçli çocuklar, geleceğin sağlıklı toplumlarını inşa eder.
Sayfa 436
Reklam
"Kadının iç dünyasi tümüyle erkeğe karşı beslediği duygulara dayanir. Benim fikrime göre, kadınlar kesinlikle, mutlaka bu duygulara dayanmalıdır. Kadin, aşkın sembolüdür. Aşk, insanin en büyük hazinesidir, kelimenin hem maddi hem de manevi anlamında. Kadin, hayatın anlamın verir. Mesih'i doğuran Bakire Meryem'in bir sevgi sembolü olması tesadüf degildir. Kadınlara bu konudan bahsettigimde, onur duygusundan laf açıyorlar hep, görünüse bakilirsa bu onur duygusundan yoksun birakilmak istendiklerini söylüyorlar. Benim bakiş açıma göre bu kadılar, erkege tamamen kendilerini adamakla onur bulacaklarini anlamıyorlar. Kadın gerçekten de erse çetele tutmaz.." [Andrei Tarkovski, Şiirsel Sinema]
Sayfa 433
Tarih boyunca erkeklerin geleneksel olarak avcılık ve savaşla uğraştığı sırada, kadınların savunmasız yavruları koruduğu ve kolladığı topluluklarda gelistik. Kadınlar çocuk doğurma, henüz konuşamayan bebegin duygularını okuma ve güçlü duygusal bağlar kurma konusunda genetik olarak programlıdır. O nedenle kadınların, yüz ifadelerini tanıma becerisi ve sözsüz iletişime duyarlılığı erkeklerden daha yüksektir.Bu duyarlılık sadece anne-bebek ilişkisiyle sınırlı değildir. Araştırmalara göre, kadınlar erkeklere oranla, daha fazla duygu tanıma yeteneğine sahip olmanın yani sira başkalarının acilarina daha fazla duyarlılık ve yansıtma gösteriyorlar. Bir sorun ya da tehlike karşısında erkekler "savas ya da kaç" taktigini kullanırken, kadınlar isbirligi ve dayanışma içine girerler. Bu yaklaşım, gelişmiş empati ve şefkat becerileri gerektirir. Kadınların, yardıma ihtiyaç duyduğuna inandıkları erkekleri ne pahasına olursa olsun destekleme ve kurtarma çabalarının, kötü bir ilişkiden cikamamalarinin altinda bu biyopsikososyal yatkinlik yatiyor olabilir.
Sayfa 431
Siddet en sıklıkla, aile bireylerinden gelir En yakınlarınız size şiddet uygulayabilir. Toplum, aile içi şiddeti mahrem kabul eder. Yaşadıklarınızı bir sir olarak tutmanız ögretilir. Böylece çevrenizden destek almaniz zorlaşır. Anne babaya saygısızlık etme, aileyi dağıtma, toplumda küçük düşme, dışlanma, çocukları görememe, yalniz kalma korkusu, maddi imkânsızlık, eğitimsizlik, işsizlik, can ve mal güvenliği riski, saldırganın hapse girme olasılığı gibi faktörler sizi, aile içi şiddete mahkûm edebilir. Terk etmenin vicdani yükü ağır olduğu için aile içi siddetten çıkmanız kolay olmaz.
Sayfa 425
........... 'Hayır' dersem karşımdaki kişide hayal kırıklığı yaratacağıma, kabul görmeyeceğime, sevilmeyeceğime inanıyorum. Herkesi her zaman mutlu edemeyeceğimi yavaş yavaş fark etsem de, değişmek benim için çok zor. Aslında galiba, kendime vermediğim sevgi, saygı, dikkat ve özeni başkalarının bana vermesini bekliyorum.
Sayfa 411
Reklam
Artık eminim ki eşimin veya evdeki durumun degismesinin bir yolu yok. Nezaket yok, ask yok, sevgi yok!
Sayfa 359
Çağımız, narsisizm çağıdır. Günümüz ebeveynleri ve egitimcileri, daha özgüvenli hissettirmek için cocuklara ve gençlere sürekli ne kadar özel ve benzersiz olduklarini anlatıyor. Emek verip bir seyler başararak özgüven kazanmayi ögretmek yerine, özgüven "verilmeye" çalışılmasınn sonucu, şımarıklık ve içi bos kibirdir. Sosyal bağların giderek zayıflamasıyla insanlar bencilleşmeye, daha fazla rekabet etmeye baslar. Rekabetse görünürlügü artırmayı, dikkat çekmeyi gerektirir. Kullanımı hızla yayılan sosyal medya, narsistik teşhire ortam sağlayarak bu eğilimi besler. Bireyciliğin, imajin, abartili özgüvenin, gücün, ünün ve servetin yüceltildiği günümüzün materyalist tüketim toplum yapısı, narsistik kisilik ve davranışların yayginlaşmasinda önemli rol oynar.
Sayfa 260
207 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.