Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
Şiddetli Hazlar
Chloe GongEn Yeni Şiddetli Hazlar Yorumları ve İncelemeleri
En Yeni Şiddetli Hazlar sözleri ve alıntılarını, en yeni Şiddetli Hazlar kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Puan
7.910 üzerinden
“İşte bu yüzden gerektiğinden fazla sevmemeliyiz. Ölüm herkesi bulur.”
*SPOİ
Shangay şehrinin iki büyük cetesi geçmişlerinden beri kan davası yüzünden birbirine dusmandir. Beyaz çiçekler ve kızıl cete adıyla bilinen bu ceteler ülkeyi ikiye böler. Eğer bir yabancı iseniz mutlaka ya kızıl ceteye dahil olmalı veya beyaz çiçeklerden birine ait
İlk 100 sayfayı zorla okudum. Olay örgüsü akıcı değildi hatta bıraksam mı diye aklımdan geçirdim ama devam ettim. İyiki etmişim kitap ortalarda öyle bir açıldı ki iki günde okudum. Farkında olmadan kendimi sürekli Jullietle empati kurarken buldum. İkinci kitaba hemen ardından başlayacağım kesinlikle bir şans verin
Farklı bir kurgu vardı ama karakterleri cok sevemedim ve kurguya çok giremedim fakat gene de okuttu. Yakında 2.kitaba başlarım çünkü sonu heyecanlı bir yerde bitti. Son sayfalari da heyecanliydi bakalım 2.kitabı nasil olucak
384 syf.
8/10 puan verdi
Arka kapağını hiç okumadan başladım seri. Kitap aslınsa Romeo ve Juliet uyarması ama bunun yani sıra 1920’li yıllarda Şangay’da yaşanan siyasi olaylarla dolu.
Kitabın ilk başında anlamak biraz zor ve ağır geliyor ama olayların içine girdikten sonra sevdim. Roma karakteri gözüme biraz daha naif geldi. Keşke daha güçlü olsaymış ama Julliet ile olan diyalogları onların yer aldığı sahneleri gayet sevdim.
Kitabı okuyanlardan bazıları Julliet karakterini sevmediğini dile getirmiş ama ben aslında o karakteri gayet sevdim bence kitaptaki en iyi karakterlerden biriydi. Julliet’te sonra en sevdiğim karakter kesinlikle Marshall, kitap içerisinde yer alan bir karakter. Benedict ile olan olayını ilk başta anlayamamıştım ama kitabın sonunda olanlar :(
Serinin ilk kitabı olarak bence gayet güzeldi. Biraz tarihi kurgu olması ve uzak doğuda geçmesi sebebiyle sevmeyenler olabilir ama iyi ki okumuşum.
Şiddetli Hazlar (haz vermedi?)
Kitap Romeo ve Juliet in uyarlamasıymış ama bu durumu çok da kurtarmıyor gibi. :). Kitabın düzgün bir temposu yoktu ve bölüm sonu sürekli aynı şekilde bitirip heyecan unsuru katmaya çalışmış yazar. Başroller olmak üzere diğer karakterlerde derinlik yoktu. 20.yüzyılda geçmesine rağmen kitapta bununla alakalı hiçbir unsur yoktu (Komünizm ve Fransızlar’ın ismen varolması dışında :D). Kısaca kitabı okurken şimdiki zamanda okur gibi hissettim. Doğaüstü olaylar da çok özensiz yazılmış gibi hissettirdi. Kısacası hayal kırıklığı…
Bitirene kadar taşa döndüm
Direkt konuya giriyorum sırf güçlü kadın karakter baya hoşuma gittiği için devam ettiğim bi kitap oldu kendileri hasret kalmışım. Bunun dışında aslında yazar gayet akıcı dille yazmış, diyalogları,karakterleri ve değindiği daha ciddi konuları güzelce aktarmış ama bana çok yavaş geldi kitabın temposu. Sıkıldım okurken. Hadi bi bölüm daha diye diye bitirdim kitabi. Bi de kitap hakim bakış açısıyla yazıldığı için de ilk aşamada alışamadım. Yine de bi kaç plot twist çok iyiydi ama beklediğim kadar aşk yoktu kitapta. Yani aman aman değildi bence çok daha farklı bişi bekliyodum biraz hayalkırıklığı oldu.
Şiddetli Hazlar okumak istediğim ama gözümü korkuttuğu için ertelediğim kitaplardan birisiydi. Ama yazarın yeni kitabının yakında geldiğini görünce okumaya karar verdim. Bağlantılı değil ama önce bu serinin okunması öneriliyor sanırım.
Kitap tanrısal bakış açısıyla yazılmış. Bunu gördüğümde biraz endişelendim açıkçası. Ben kahraman bakış açısını daha çok seviyorum. Çünkü duyguları daha iyi anlayıp kitaba daha rahat bağlanabiliyorsunuz bence. Ama korktuğum kadar rahatsız hissettirmedi. Zaten kitap daha çok olaylar üzerine kurulu. Duygular ve ilişkiler üzerinde çok durmuyor.
Karakterlere gelirsek Juliette'i çok sevdim. Roma'yı da sevdim ama biraz arka planda kaldı. Çok baskın bir karakter değildi. Kitabımız aşktan düşmanlığa. Düşmandan aşka çok sevdiğim bir konu ama bence aşktan düşmana da çok iyi. Keşke kitaplarda daha fazla işlense.
Ama bu kitaptan çok fazla aşk beklememeniz gerekiyor zaten. Dediğim gibi daha çok olay odaklı bir kitap. Ama yine de her Juliette ve Roma etkileşiminde heyecanlandım. Fazla aşk üzerinde durulmaması da iyi oluyor bazen bu kitaptaki gibi. Daha fazla merak ve heyecan sağlıyor.
Ben yazarın yazım dilini de bayaa sevdim. Olaylar da çok sürükleyiciydi. Her bölümü merakla okudum. Canavar meselesinin de aslını öğrenmek ve bundan nasıl kurtulacaklarını çok merak ettim.
Hep aynı tarz kitaplar okumaktan sıkılanlar için daha farklı, değişik bir kurgu bence. Kesinlikle bir şans vermenizi öneririm.
Yakın zamanda ikinci kitap olan Şiddetli Sonlar'ı da okuyacağım. Çünkü sinirimin çok bozulduğu bir yerde bitti. Devamını çok merak ediyorum.
Kitaba başlamadan önce daha farklı beklentilerim vardı ve iyice araştırmadan serinin iki kitabını da çoktan almış bulundum. 1900'lerde geçen, Şangay şehrinde birbirine rakip iki çetenin iki varisi yıllar sonra bir araya gelip büyük bir salgını önlemeye çalışıyorlar. Benim beklentim gizem tarafının fazla ağır basması ve iki eski aşığın birbirine olan hislerini okumaktı, hiç de düşündüğüm gibi olmadı. Evet aşk kesinlikle çok arka planda kalmış ama kitaptaki gizemi çözmek için politikaya kadar giriyoruz. Bir yere kadar heyecanlı oluyor, ama kitap fantastik türünde olduğu için gelişen olayların bilimsel bir açıklaması olmaması beni biraz uzaklaştırdı. Çevre betimlemesi yerine karakter betimlemesi ağır basmış bu yüzden o zamanların Şangay'ını pek hissedemedim. Beklentim aşırı yüksek başladığım için belki bu kadar düşük verdim ama bu tür çevre etkenlerine sahip ve alışık olduğumuzun aksine tamamen farklı bir kültürde geçen kitabın daha iyi olmasını beklerdim. Beş puanı sadece Juliette ve Roma karakterleri için veriyorum. Aralarında oluşan elektriği asla hissedemesem de ikisi de ayrı ayrı çok özel karakterler bence. İkinci kitapta biraz daha bu ikiliyi göreceğimizi hissetsem de yine politikanın ağır basacağı bir kitap olabilir almadan önce incelemeleri okumanızı tavsiye ederim.
8/10
1926 yılının Şangay'ını ziyaret etmek isterseniz, bu kitap zaman yolculuğu biletiniz.
Romeo ve Juliet uyarlaması olan roman, Roma ve Juliette karakterleri ile bunu çok güzel bir şekilde yansıtıyor. Enemies to lovers tarzda yazılan kitapları her zaman sevmiş biri olarak, kitap bana oldukça hoş geldi. Kızıl Çete ile Beyaz Çiçekler'in üyelerinin teker teker ölmeye başlaması ile işbirliği yapmak zorunda kalan karakterlerimizin bu macera uğruna çabalamasını okuyoruz. Yazarın yazım tarzı benim oldukça hoşuma gitti, her zaman ilahi bakış acısını daha çok sevdiğimden okuması oldukça keyif vericiydi. Benim için merak uyandıran ve çabucak bölümün sonuna varmak istediğim bir kitap oldu, son sayfasına geldiğimde ise çabucak ikinci kitaba geçmek istedim. Kısa sürede okuyup bitirdim.
Eski aşıkların, "nefret edenler" tarafı gerçekten romana çok iyi işlenmiş. Karaktetler küçüklükten gelen aşklarına rağmen birbiriyle düşman olmak zorunda olmalarını, bir çok sahnesinde çok iyi bir şekilde hissetim. Birbirleriyle dövüştükleri sahneleri okumak bu tarz kitapları sevenler için keyif verici olacağına eminim. Enemies to lovers tarzda yazılan kitaplar arasında favorim olabilecek tarzda.
Ayrıca yan karakterlerinde hoşuma gittiğini söylemeden edemeyeceğim. Juliette'nin kuzeni hariç tüm karaktetlere fazlasıyla ısındım. Keyifli zaman gecirmek için okuyabileceğiniz bu seriyi tavsiye ediyorum, benim gibi okuduktan sonra kitabı yansıtan TikTok videolarını izlemek isteyeceksiniz.
Beyaz Çiçeklerin varisi, Rus ana erkek karakterimiz Roma Montagov ve Kızıl Çetenin varisi Çin'li kızımız Juliette Cai'nin hikayesine hepinizi davet ediyorum.