Hayatım onunlayken değerli bir kitabın en nadide alıntısı gibiydi. Herkesin gördüğü... Herkesin okuduğu... Herkesin hissettiği... Sadece birkaç kişinin altını çizdiği o alıntıydım.
O... Her şeyi sarsan bir fırtına gibiydi, beni kendiyle bir etmeye çalışıyor gibiydi. Ben... Ben de hiç kuşku etmeden ona kapılıyordum. Ona kapılmak istemiyordum ama çoktan kendimi kaybetmiştim. Bu bir aldanış ya da kayboluş olabilirdi. Rahatsız değildim. İstiyordum. Korkuyordum
Ondan öncesinde ve o yokken ben üzeri defalarca karalanmış, kelimeleri atılmış, virgülleri azaltılmış cümleydim. Kimsenin okumadığı, buruşmuş satırlarda gömülü tek histim. Beni mürekkeple var edip, mürekkeple boğan oydu. Babamdı.