Şiir Hikayeleri

Haluk Oral

Şiir Hikayeleri Sözleri ve Alıntıları

Şiir Hikayeleri sözleri ve alıntılarını, Şiir Hikayeleri kitap alıntılarını, Şiir Hikayeleri en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Şiir severseniz, bir şiirin serüvenini, en doğru yazılışını öğrenmek isterseniz bu kitabı okumalısınız.
Sayfa 10 - Doğan HızlanKitabı okudu
Orhan Veli, kendi şiirini aramış ve bulmuştu, ama bunu eski şiire hakaretler yağdırarak yapmak yerine, şiirin tanımı üzerine uzun yıllar çalışarak, yazarak ve düşünerek yapmıştı.
Sayfa 95 - Orhan VeliKitabı okudu
Reklam
KUVÂYİ MİLLİYE DESTANI
Nâzım 1940’ta Çankırı Cezaevi’nde yazmaya başladığı destanı 1941’de Bursa Cezaevi’nde tamamlar.
Sayfa 29 - Nazım HikmetKitabı okudu
Kaldırımlar
Kaldırımlar şiiri Yakup Kadri Karaosmanoğlu’ na ithaf edilmiştir.
Sayfa 107 - Necip Fazıl KısakürekKitabı okudu
Biz halkız, yeniden doğarız ölümlerde
Sayfa 82 - NerudaKitabı okudu
Bence Oğuz Atay-Sevin Seydi ilişkisinin gizlerine biraz olsun ulaşabilen ve abartmadan psikolojik tahlil yapabilme yeteneği olan bir yazar, tek taraflı bir aşkın masaya yatırıldığı ve en az Tutunamayanlar kadar etkili olabilecek bir roman yazabilirdi.
Sayfa 181Kitabı okudu
Reklam
Yıl 1937. Ankara’da Şevket Süreyya Aydemir’in evinde, Nâzım Hikmet, İspanya İç Savaşı’nı anlatan bir şiirini okumaktadır coşkuyla. Emniyet Genel Müdürü Şükrü Sökmensüer çok duygulanır ve gözleri yaşararak Nâzım Hikmet’ten bir dilekte bulunur: “Bu şiirde ne komünizm, ne kapitalizm var. Bu şiirde anlatılan halkın isyanıdır. Tıpkı bizim İstiklâl Savaşı’mızda olduğu gibi. Ama ne yazık ki hiçbir Türk şairi bu destanı dile getirmedi. Yazık değil mi, Nâzım? Bizim halkımızın isyanı ve savaşı yanında İspanya İç Harbi çocuk oyuncağı kalır. Anadolu destanını yazsana Nâzım sen. Anadolu destanını yaz…”
Necip Fazıl’a “Kaldırımlar” ı yazdıran bir arayıştır, kumarı bu arayışta bi araç olarak kullanır.
Sayfa 103Kitabı okudu
Mevhibe Beyat, Özdemir Asaf’ın kendisine beslediği platonik aşkla “Lavinia” olarak edebiyatımıza girmiştir.
“Bunu anlatmak doğru mu bilmiyorum. Çok kişisel bir şey. Çok duygusal. Artık anı olmuş. Kitabımın adını ben 'Dört Yanım Puşt Zulası’ koymuştum. Ama sevgili kardeşim Ali Özoğuz buna engel oldu. Bana ‘Kitabına böyle bir ad koymaya hakkın yok’ dedi. ‘Seni 15 yaşında çocuklar, kızlar taparcasına seviyorlar. Sen bununla ola ki burjuvazinin tuzaklarını söylüyorsun. Ama şu da var, o çocuklara saygı duymalısın. Hatta bu adı bir şiirine bile verme, mısra olarak kalsın.' Düşündüm, Ali’ye hak verdim. Madem öyle, kitabımın adı Hasretinden Prangalar Eskittim olsun dedim. Şunu da söyleyeyim, başlangıçta ‘eskittim’ değildi, ‘çürüttüm'dü o sözcük. Yani ‘Hasretinden Prangalar Çürüttüm’. Fakat ‘çürüttüm’ sözcüğünü sevmedim. Her ne kadar doğrusu ‘çürüttüm’ de olsa sevemedim. Bir de bu sözcükte üç tane ‘ü’ geliyor ya arka arkaya, kulağımı tırmaladı, iç kulağımı, yani gönlü­ mü tırmaladı. Her şairin bir de yüreğinde kulağı vardır. Onu tırmaladı işte. Müzik ve anlam bakımından daha güçsüz buldum. O nedenle ‘eskittim’ dedim."
Sayfa 54 - Ahmed Arif, Refik Durbaş’a anlatıyor.Kitabı okudu
696 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.