Her evde birisi bir ikinci uğruna
Yaz yağmuru gibi
Geri kalanların arada üzülmeleri.
Adanmış nasıl kaçar nereye
Sürer gider yaşarken ölmeleri
Değişmez korkunç
Olanca ağırlığı bir ona vermeleri.
Gider gelir görürüm
Evlerde ne/dense hep bu bölmeleri
Örülü duvarlar gömülmüş gülmeleri.
Sayfa 158 - Yeni Dergi, 57, Haziran 1969Kitabı okudu
Çoklarından düşüyor da bunca
Görmüyor gelip geçenler
Eğilip alıyorum
Solgun bir gül oluyor dokununca
Ya büyük şeylerin birinde
Geziniyor kalabalık duraklarda
Ya yurdun uzak bir yerinde
Kadındılar hep onlardan istendi
Ağırdı kaldırdılar
Taşlıydı bırakılsa elleri
Düşer kalırdılar.
İtilmiş gündüzlerde
Çoğu ancak gecelerde vardılar
Çağrıldıkça geçici
Fısıltılara kandılar.
Onlar bütün yatışlardan
Biraz korku biraz umut kalkardılar
Dendi istemiyorum güçleriydi oysa
Bütün yalnız kaldılar.
İstenseydi ağrılı bir sütü
Mutlu sevinçli sağardılar
Dölsüz bir süre eğrelti yeşili
Baskın sıcaklar geldi soldular.
Kıskançtılar, onurlu
Baktılar başlar öne eğiliyor
Hırçın atların terkisinde
Yalçın dağlara kaçtılar.
Sayfa 32 - Yeditepe, 31, 1-30 Kasım 1960Kitabı okudu
Bana pek sert vurmuşlar bir yerlerim ağrıyor
Ya gün boyu bastıran bu uyku
Sevincin sesi çıkmıyor
Evlerin önü çeşme, sularım akmıyor
Bu çok tuzlu çöreği hangi kalpsiz yedirdi
Bağrım fena yanıyor.
Kimlerin elinde, herkes benden biliyor
Ne hoyrat kullanmışlar
Sevincin sesi çıkmıyor.
Gençten bir adamdı
Hikayesi gayet kısa.
Yıllar yılı tek başına yaşadı
Bir gün rastladı bir kıza.
Düşündüler, birlikte yürüseler
Ömür geçiyor nasılsa.
Şimdi içine bir ev, bir de çocuk girer
Aşkları yazılsa.