Hayal ne kadar hayal olsa yine az çok hakikatten doğar. Hakikati hayalden, hayali hakikatten ayırmak vasfının kazanılması pek çok ayrıntılı tecrübelere bağlıdır. Bu yüzden hakikate benzer çok hayaller, hayale benzer çok hakikatler bulunduğunu hiçbir vakitte dikkatli bakışlardan ve muhakemeden uzak tutmamalıdır.
asıl ciddi aşkı dil söylemeden önce insanın gözleri, çehresi, hâl ve tavrı onu meydana koyar. hatta belli etmemek için iltizam olunan ihtiyatlar asıl büsbütün işin meydana çıkmasına sebep olur.
Bazı husus olur ki,insan onu elde etmek ister. Ve bu başarısı uğrunda da bir hayli fedakârlıklarda bulunur. Fakat isteği olduktan sonra ,onu elde etmeden önceki cazibe ve istek insanın gözünde kaybolur. İnsan kendi kendine der ki: "Meğer ben ne deliymişim! Kaç zamandır olması için çıldırıp durduğum şey bu muymuş?"
Her şeyin başarılmasını temin eden sabırdır. Usanç mizaçlı olanlar ne kadar cin fikirli ve şeytan olsalar yine sabrın meyvesi ve çalışmalarının sonucu olarak ortaya tam bir şey koyamazlar