Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Simülakrlar ve Simülasyon

Jean Baudrillard

En Eski Simülakrlar ve Simülasyon Sözleri ve Alıntıları

En Eski Simülakrlar ve Simülasyon sözleri ve alıntılarını, en eski Simülakrlar ve Simülasyon kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tüm iktidarlar ve kurumlar kendi kendilerinden ancak kendi kendilerini yadsıyabildikleri ölçüde söz edebilmektedirler.
Nostalji denilen şey asıl anlamına, gerçek, gerçekliğini yitirdiği gün kavuşmuştur.
Reklam
İdeolojik çözümlemenin amacı nesnel süreci yeniden oluşturabilmektir. Oysa hakikate bir simülakr görünümü kazandırmak bir yanıltmacadan başka bir şey değildir.
Güç ilişkilerinin özünde yatan şey, güç ilişkilerine benzememeye çalışarak gücünün tamamını bu gizlilikten almaktır.
Ramses’i yok edebilmek için onu gün ışığına çıkartıp, bir müzeye yerleştirmek yeterli olmuştur. Mumyaları kemirip yok eden şey o küçük kurtçuklar değil, simgesel düzeni yer değiştirmeye zorlayan, hiçbir konuda yetkin olmayan ve kendinden önce var olan kültürleri çürümeye ve ölüme mahkum etmekten başka bir şey bilmeyen, onları önce öldürüp sonra bilimsel yöntemler aracılığıyla diriltmeye çalışan bize özgü bir tarih, bilim ve müze anlayışıdır.
Tanrı bile simüle edildikten, Tanrıya olan inanç, göstergelerine indirgenebildikten sonra gerisini varın siz düşünün! İşte o zaman bütün sistem yer çekiminin etkisinden kurtulmuş bir kütle, devasa bir simülakra dönüşmektedir.
Reklam
x[-_-]x - ..Sizlere iyi Geceler.. - x[-_-]x
Her geçen gün daha çok haber ve bilgiye karşın giderek daha az anlamın üretildiği bir evrende yaşıyoruz.
Geçmişimiz görüntülenmeli ve görsel bir sürekliliğe sahip olmalıdır. Başlangıç noktasını görebildiğimiz bir efsane günün birinde bizim de sonumuzun geleceğini anlamamıza ve rahatlamamıza neden olmaktadır. Çünkü biz asla sonumuzun geleceğine inanmadık.
Görüldüğü gibi her yerde tuhaf denilebilecek bir şekilde orijinaline benzeyen bir evrende yaşıyoruz. Şeyler harıl harıl kendi ikizlerini üretmeye çalışıyorlar. Ancak geleneklerin iddia ettiği gibi bu şeylerin yakında ortadan kalkması söz konusu değildir, zira artık ölme hakkı da ellerinden alınan şeylerin yaşama hakkı da ellerinden alınmıştır.
Bir toplumun kendi ürettiği ve herkese bulaştırdığı delilikten kurtulması nasıl mümkün değilse; keza kendisi için ters bir ayna görevi yapan ve ona ölüm mikrobu bulaştıran nesne gibi bilim de ölüp gitmekten başka bir seçeneğe sahip değildir. Görünüşe göre bilim nesnesine egemen gibidir. Oysa ne kendinin ne de öznenin farkına varamadığı bilinçsiz bir tersine çevirme sürecinden yararlanarak ona anlamsız ve bir sonuca götürmeyen yanıtlar verip hiç hissettirmeden istediğini yaptırmaktadır.
Reklam
Eskiden krallar ölmek zorundaydılar (tanrılar da). Zaten onları güçlü kılan şey de buydu. Günümüzün kralları ise aşağılık bir ölme numarası çekmektedirler. Bunu yapmalarının nedeni iktidarın avantajlarını elden kaçırmama isteğidir.
Sınırlı bir alan üzerine inşa edilmesi gereken müze ortadan kalkmış ve her yer müzeye dönüştürülerek yaşamın bir parçası haline getirilmiştir.
Kolonizasyonun başlangıç yıllarında İncil'in dayattığı evrensel yasalardan bir anlığına kurtulma olasılığı karşısında insanlar şaşkınlık ve hayretten ne yapacaklarını bilemeyecek hâle gelmişlerdi. Bu durumda iki seçenekten birini onaylamaları, yani: Ya İsa yasalarının evrensel yasalar olmadıklarını kabul etmeleri ya da bu yasaların her yerde geçerli olmadıklarını gösteren Kızılderililer'i yok etmeleri gerekiyordu. Genel olarak Kızılderililer Hristiyanlaştırılmışlar ya da yalnızca var oldukları keşfedildilmiştir ki, her iki durumda da Kızılderililer açısından bunun anlamı yavaş bir ölümdür.
Politikanın anlamını yitirmesiyle birlikte seçme hakkı düzeninden seçme yükümlülüğü düzenine geçilmiştir.
Kapitalin tongaya düşerek kendileri gibi bu oyunun kuralına uyacağını, bu topumsal şözleşme uydurmacasına kanacağını ve tüm topluma karşı yükümlülüklerini yerine getireceğini umanlar solucanlardır.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.