Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Günümüz Türkçesiyle

Şıpsevdi

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Şıpsevdi Gönderileri

Şıpsevdi kitaplarını, Şıpsevdi sözleri ve alıntılarını, Şıpsevdi yazarlarını, Şıpsevdi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Aşk, nesli devam ettirmek için tabiatın insanlara verdiği güçlü bir duygudur. Bu hissin meşru olmayan biçimde tatmini erkekler için adeta bir tür aşıkça zafer, kadınlar için ise affolunamaz bir yüz karasıdır. Mesele tarafsız ele alınırsa bu düşüncede erkek türünün büyük bir haksızlığı görülür. Bu haksızlık Doğu'da Batı'dan daha büyük bir farkla hüküm sürüyor. Bekar her erkeğin şehevi hislerini gidermek için göze aldığı cinnetler, sefahatler, meşru olmayan ilişkiler, vicdani suçlar hep eğlence adı altında adeta mübah sayılıyor. Ayıplamak değil bu hale şaşırmak bile kimsenin aklına gelmiyor. Kadınların Sevda hususunda en ufak bir hevese düşmeleri büyük suç sayılıyor. Bu işte ki üstünlük, tersi, yani kadınlarda olsaydı dünyada genelev sözü işitilmez, bütün insanlık rahat ederdi.
Buna hiçizm denecektir. Çünkü hastalanan bir insan kendini tedavi ile uğraşır... Niçin? Bir müddet sonra yine hastalanıp ölmek için... İnsanları aptallıktan aptallığa sevk eden şey işlerin sonundaki bu hiçliği terk edebilmekteki kalın kafalılıklarıdır.
Reklam
Bir milletin yeniliğe dair büyük düşüncelerinde oluşan her işte daima akıllıların takdir ve aptalların yıkıcı karşılamaları adettendir.
“İnsan her hareketini medeni kurallara göre yapmalıdır. Bu da insani bir mecburiyettir.”
Sayfa 218Kitabı okudu
Her varlık yaratılışın anlamlı satırlarıyla dolu bir sayfadır.
Sayfa 212Kitabı okudu
Dünyada her şey sanat dersi ve ibret örneğidir. Fakat ibret almayı bilmeli… Binlerce lira kıymet biçilen ustaca, üstatça resmedilmiş bir tablo nedir? Bir levha, bir safha, bir tabiat köşesinin taklidi bir sureti değil mi? Demek ki gerçek bir kader cilvesi için yaratılmış şeylerin en küçük parçası bir tablo, tabiatın köşeleri sanata kaynak olma güzelliğine ulaşmış bir edebiyat, bilgi ve hüner gömülü yerdir. Bu tiyatrolar, dramalar, komediler, sinemalar, sessiz ve sesli hep bu oyunlar, tabiatın bir köşesinden, umumi hayatın olayları arasından seçilmiş birer parça değil midir? Hakiki sanatkârların azlığından dolayı genelde şüpheli, donuk maharetlerle yapılan bu kopya resimleri, bu taklitleri görmek için giriş ücreti vererek birkaç saat penceresiz binalar içinde hapisliğe katlanıyoruz da, bakışlarımıza her an tesadüf edip bu koca tabiattaki samimi görüntüleri seyretmeyi, asıl bundan ibret almayı niçin bilmiyoruz?
Sayfa 211Kitabı okudu
Reklam
Züğürtlere hudutsuz hayal kadar ruha mutluluk veren bir seyir yeri var mıdır? Hayal, o sermayesiz servet, yokluk içinde o varlıktır ki hayal ve yaratma gücüne sahip olan hayal erbabı şu âlemde belirsiz sayılan ne cennetler, ne bedava saadetler bağışlar. Her hakikatin sonu hayal değil midir? Daima biri diğerine değişen bu iki kelime arasında teselli bulmak yolunu keşfedebilenler akıllı sayılırlar.
Sayfa 198Kitabı okudu
Fakat irade meselesine dair öğütler veren felsefecilerin dedikleri gibi, her eylemin açık gizli bir sebeple birer kuvvetli bağı vardır. Yani her eylemi görünür görünmez bir sebep oluşturur.
Sayfa 195Kitabı okudu
Hey gidi insanlar… Diğerini ayıplayıp, tenkit ettiğimiz hallerin birçoğunu biz yaparız da kendi kendimizi ayıplamak aklımıza gelmez…
Sayfa 195Kitabı okudu
Yaşamak en sade tarifiyle istekleri yenilemekten başka bir şey değildir. Şu kadar ki yer ve zaman değişikliği ve yaşla isteklerin türü de değişir. En isteksiz yaşamaya uğraşan filozofların şu kararlarında bile bir maksat, bir arzu gizlidir.
Sayfa 190Kitabı okudu
Reklam
“Şeçaat arz ederken merd-i Kıpti sirkatin söyler” (Çingenenin delikanlısı, kahramanlığını anlatırken hırsızlığını söyler.)
Sayfa 120Kitabı okudu
Az bilmek ve bildiğini insanlık için bilgi amacı ve kendini de büyük bir âlim zannetmek, bu tür tahsil görenler gerçekten çok hayale, ciddiyetten çok atıp tutmaya sevk eder. Şarlatanlık bu gibi eksik bilgilerden çıkar, şarlatanlar işte böyle yetişir…
“Çünkü hastalanan bir insan kendini tedavi ile uğraşır… Niçin? Bir müddet sonra yine hastalanıp ölmek için… İnsanları aptallıktan aptallığa sevk eden şey işlerin sonundaki bu hiçliği terk edebilmekteki kalın kafalılıklarıdır.”
Çünkü eserinin içinden emin bulunan bir yazar kabın rengine önem vermez. Renginden rağbet kazanarak göz boyacılığına kalkışmaz
İnsanlar bir felakete, bir sıkıntıya uğradıkları vakit olanca öfkelerini yakınlarındaki zayıflardan çıkarmak, güçleri erdiği canlıyı o öfke ve hiddetle insafsızca ezmek karakterindedirler.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.