Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sufizm Üzerine Konuşmalar

Sır

Osho

Sır Sözleri ve Alıntıları

Sır sözleri ve alıntılarını, Sır kitap alıntılarını, Sır en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsan durmadan kendine bir benlik uydurmakla meşguldür, ama bu uydurulan, icat edilen benlik asla gerçek benlik olamaz.
Sayfa 5 - pdf
İnsan durmadan kendine bir benlik uydurmakla meşguldür, ama bu uydurulan, icat edilen benlik asla gerçek benlik olamaz.Uydurulanın bir gün gerçeğe dönüşme olasılığı hiç yoktur. Gerçek benliğin icat edilmesi değil keşfedilmesi gerekir. İcat edilmiş benlik egomuza dönüşür. Gerçek benlik hiçbir şekilde ego değildir. Gerçek benlik aslında benlik olmaktan uzaktır; o mutlak boşluk ve boşluğun sessizliği, boşluğun çoşkusudur.
Reklam
Mevlana şöyle der: “Suçun ispatı için birçok şahidin gerekli olduğu bir mahkemede, davacı, belirli bir suça ilişkin olarak tanıklık yapmak üzere birkaç Sufi getirdi. Fakat yargıç, bin Sufinin biriyle aynı olduğunu, dolayısıyla davacının sadece bir şahit getirdiğini söyleyerek ifadeyi reddetti.” Rumi’nin aktardığı güzel bir hikaye bu: Pek çok şahit gerektiği için yargıç reddediyor. Pek çok şahit getirildi ama hepsi de Su-fi’ydi ve yargıç şöyle dedi, “Bir Sufi ya da pek çok Sufi fark etmez çünkü bir Sufi ne söylerse bütün Sufi’ler aynısını söyleyeceklerdir. O yüzden on bin Sufi de getirsen sadece bir tane eder.” Güzel bir hikaye bu. Buda, İsa, Krishna, Lao Tzu, Muhammed, Bahaddin, Beyazıt... farklı bir şey söylemiyorlar... belki farklı şekillerde ama farklı şeyler değil söyledikleri. Onlar tek bir hakikatin şahitleri ve hakikat, Tanrı’nın krallığının sizin içinizde olduğudur.
Ya zekaya sahipsindir ya da değilsindir. Bunun için belgeye gerek yoktur. Hayatın kendi kendinin kanıtı olacaktır. Coşkun yeterli bir belge olacak, mutluluğun bunu gösterecek, kanıtlayacaktır. Başka da hiçbir şey gerekmez.
Belli bir üne sahip olan vaiz, yaz mevsiminde bir Pazar günü vaazını verirken cemaatten birçok kişinin uyuklamakta olduğunu görmüş. Aniden duraklayıp, sonrasında yüksek bir sesle, vaazle hiçbir bağlantısı olmayan bir olayı aktarmaya başlamış. Konuşma şu şekilde gelişmiş: “Bir keresinde, bir köy yolunda gidiyordum. Bir çiftçinin evinin önüne geldim
Bir ustayla olmak gerçekten cesaret ister çünkü tüm çıplaklığınla görüleceksindir. Kişi tüm çıplaklığıyla görülmek istemez. Saklanmak, başka rollere bürünmek, kendini olmadığı gibi göstermek ister; bu yüzden maskeler takar. Ve herkes yüzlerce maske taşımaktadır çünkü sana her an farklı bir maske gerekir. Her an yeni bir durumla karşılaşır, yeni bir maskeye ihtiyaç duyarsın. İzle bunu...Hizmetçinle konuşurken farklı bir yüzle bir dahaki sefere buna dikkat et- patronunla konuşurken başka bir yüzle konuşursun. Seninle hiçbir ilgisi olmayan, arzularından hiç birini yerine getirecek olmayan biriyle konuşuyorsan yüzünü izle. Ertesi gün yine aynı kişiyle konuşuyor olabilirsin ama şimdi müşkül durumdasındır ve onun yardımı dokunabilir- yüzünü izle. Birinin yardımına ihtiyacın varsa gülümsersin, son derece kibar ve baştan çıkarıcısındır. Birinin yardımına ihtiyacın yokken kayıtsız, soğuk, tebessümsüz durursun; nezaketen bile selam vermez, o kişiyi görmezlikten gelirsin. Aynı kişi bir gün iktidar kazanırsa sen de hemen ona kuyruk sallamaya başlarsın. Kişi artık iktidarda olmadığında ise onu yine görmezlikten gelirsin. Sadece izlemeye devam et kendini.
Reklam
Hakikatin kanıta ihtiyacı yoktur, o sadece öyledir. Ne kendisi, ne de aksi ispat edilebilir. Parlaktır, ışık saçar o. Varlığı anında hissedilir; ama sadece onu hissedebilecek yüreğe sahip olanlar tarafından. Güneş her sabah doğar ama körlere değil. Onlar için gece devam eder; onların gecesi sonsuza kadar sürer. Güneş onlar için de doğmadığından değil; o herkese doğar. Ama kişiye bunu görecek göz gerekir. Güneş orada olduğu halde, göz noksansa, güneş de sanki yoktur. En müthiş müzik bile sağırlar tarafından işitilemez. Hakikat de böyledir: Onu görecek gözün varsa, anında görürsün. Doğrudan gelir o. Aracıya filan gerek kalmaz. Onu duyacak kulağın varsa, kalbinde duyarsın. İçindeki kıpırtısız küçücük sestir o. Tartışmaya filan gerek bırakmaz. Tartışma körlere, kanıtlar sağırlara gerekir.
Hakikatin kanıta ihtiyacı yoktur, o sadece öyledir. Ne kendisi, ne de aksi ispat edilebilir. Parlaktır, ışık saçar o. Varlığı anında hissedilir; ama sadece onu hissedebilecek yüreğe sahip olanlar tarafından.
Hakikatin kanıta ihtiyacı yoktur, o sadece öyledir. Ne kendisi, ne de aksi ispat edilebilir. Parlaktır, ışık saçar o. Varlığı anında hissedilir; ama sadece onu hissedebilecek yüreğe sahip olanlar tarafından. Güneş her sabah doğar ama körlere değil. Onlar için gece devam eder; onların gecesi sonsuza kadar sürer. Güneş onlar için de doğmadığından değil; o herkese doğar. Ama kişiye bunu görecek göz gerekir.
Belki ölüm gelip sonunda bizi uyandırdığında da, tüm bu ağaçların ve insanların ve dünyanın ve ayın ve güneşin sadece uzun, upuzun bir rüyadan ibaret olduğunu öğreneceğiz.Bunun aksi nasıl kanıtlanabilir?
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.