Uzun zamandır şöyle güzel bir chick-lit okumaya hasrettim. Hiçbir beklenti gütmeden başladığım Sırça Hayaller'in böyle güzel çıkması beni ne kadar sevindirmiştir, bir düşünün. Yoruma geçmeden önce gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki bu türü sevenler hiç düşünmeden alıp okusun (ya da benim gibi indirip okusun), gerçekten türünün hakkını veren, insanın yüzünü güldüren bir kitap olmuş. İçinde bir tutam sihir de yok değil!
Gerçek bir ikinci şans, ikinci bahar öyküsü Sırça Hayaller. Aile yadigarı bir yeteneği olan Portia, yaşadığı kötü bir olayın ardından kendini geri plana atmaya ve herkes nasıl yaşıyorsa öyle yaşamalıyım diye düşünmeye başlayan bir kadındır. İsteklerini, fikirlerini, tutkularını, vicdanının sesini bir kenara bıraktıktan sonra onu bekleyen yalnızca ihanet olunca tekrar kendini tanımaya, kendi için ikinci bir şans aramaya karar verir. Bu esnada onun kadar yaralı, onun on katı aksi ve depresif bir adamla tanışır falan filan.
Esas konu tabii klişe gibi görünüyor. Ama ben klişeliğin olay örgüsünden ziyade karakter derinliği ve samimiyetiyle belirlenebileceğini düşünen biriyim. Konu ne olursa olsun karakterlerin varlığı ve samimiyetini hissettiysem benim için bitmiştir, işte bu kitap da öyle.
Beni mutlu etti, güldürdü, kızdırdı, üzdü, düşündürdü ve bende güzel bir iz bıraktı. Sizi yormayacak güzel bir aşk hikayesi okumak isterseniz, Sırça Hayaller sepete!
