"Asıl bahtiyar, bir ömrü boyunca hasretini çektiği şeye kavuşan değil, ona erişeceğini anladığı anda, saadetin en yüksek noktasında bir 'Ah!' diyerek düşüp ölebilendir."
Beynimi beyaz bir kâğıt gibi bomboş hale getirebiliyor, ruhsuz bir et yığını gibi, hayret verici bir duygusuzluk, bir çeşit aptallık hali içinde, zamanın geçtiğini anlamadan bekliyordum.
Namuslu adam kalmamış bu dünyada iki gözüm. Müslümandır, namazında, orucundadır, hakkımızı yemez diyorduk ama, biz onun hatırını saydıkça o, bizim tepemize bindi. Eh, artık çocuk değiliz, yemiyoruz bu numaraları değil mi yaa?..