"Nefret küf hastalığı gibidir. İçine düşünce içten içe çürümeye başlarsın. Bir an gelir ki; içi oyulmuş, bir yere dayanması gereken bir çınar ağacı gibi olursun. Ve seninle ilgilenecek birilerini bulmak zorunda kalırsın. İşte o zaman nefret sana sevgisizlik ve ilgisizlik olarak geri döner. Artık yaslanacak hiçbir yerin yoktur.
"Takriben bundan iki yıl evvel ...Yetiştirme Yurdu'nda, S... isimli bir genç kıza tecavüz eden tutuklu ile ona yardım eden bir arkadaşı, koğuştaki mahkûmlar tarafından şişlenerek öldürülmüştür. Mahkûmların hepsi ısrarla aynı ifadeyi verdiklerinden, bu cinayeti kimlerin işlediği konusu aydınlanamamıştır."
.....
Haberin sonrası gazetenin bu gibi olaylar hakkındaki görüşü ile ilgiliydi. Bu gibi ahlaksız ve vicdansızlara hapis cezasının az olduğunu, onların ibreti âlem için ip ucunda sallanmaları gerektiğini anlatmaya çalışıyordu.
Bunlar, daha şimdiden kendilerini okyanusun dibinde bir kum taneciği gibi hissediyorlardı. Bu büyük denizin dibine batmak zorundaydılar. Kokuşmuş insanlık denizinin taa dibine.