Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Siyah Köpekler

Ian McEwan

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
"Bernard, içinde bulunulan ana katılmanın kendi isteklerine düşkünlük olduğunu düşünüyor. Fakat bu saçma. Hiç sessizlikte oturup, kendi hayatı hakkında ya da hayatının Jenny'ninki üzerindeki etkisi hakkında düşündü mü? Ya da neden tek başına yaşayamıyor ve ona bakan su kahya kadınla yaşamak zorunda? Isı ve geliri var, telefonu bütün gün çalıyor, her zaman bir konuşma yapmak, bir panelde ya da başka bir şeyde bulunmak için koşturuyor. Ama asla düşünmüyor. Yaradılışın güzelliği için duyulan huşu içinde tek bir an geçirmemiştir. Sessizlikten nefret ediyor, yani hiç bir şey bilmiyor. Sorunu cevaplıyorum: Bu kadar rağbet gören biri nasıl durgunluk yaşayabilir? Yüzeyde etrafa savrularak, bütün gün daha iyi düzenlendiklerinde her şeyin nasıl olabileceği hakkında konuşarak ve temel hiçbir şey öğrenmeden."
Sayfa 40 - Arion Yayınevi, Çeviren: Nejla Özgür, Mayıs 1995, 1. BasımKitabı okudu
Okullu çocuklardan oluşan bir grupla, içinde ayakkabılarla dolu tel kafesler olan bir kulübeye girdik. Kurutulmuş meyveler gibi yassılmış ve kıvrılmış onbinlerce ayakkabı. Başka bir kulübede daha fazla ayakkabı daha fazla ayakkabı ve bir üçüncüsünde inanılmayacak kadar daha fazla, artık kafeslerde değil, tüm yeri kaplayacak şekilde dökülmüş. Çivili bir çizmenin yanında, tozda körpeliği hâlâ görünen bir çocuk ayakkabısı. Hayat bir mekik oyasına döndü. Dışa dönük sayısal ölçekler, söylenmesi kolay sayılar -on ve yüz binler, milyonlar- düşünceyi, yakın hissetmeyi, çekilen acıyı gerçekten kavramayı reddediyordu ve insan, sinsice zulüm edenlerin terimlerine çekiliyordu; insan hayatı ucuzdu, yığınlar halinde teftiş edilecek hurda. Yürümeye devam ederken duygularım öldü. Yardım etmek için yapabileceğimiz hiçbir şey yoktu.
Sayfa 111 - Arion Yayınevi, Çeviren: Nejla Özgür, Mayıs 1995, 1. BasımKitabı okudu
Reklam
Akılcı ve mistik, komiser ve yogi, katılımcı ve çekimser, bilim adamı ve sezgici, Bernard ve June iki zıt kutup, iki aşırı yöndü. Benim inançsızlığım bu iki kutup arasında uzun süre gidip geldi. İnançsızlığım hiçbir zaman huzura ermedi. Bernard'la konuşurken, her zaman onun dünyasında eksik bir öğe olduğunu hissettim, bu konuda anahtar June'daydı. Bernard'ın şüpheciliğinin güvencesi ve yenilmez ateizmine tedbirle yaklaşıyordum, çok kibirli, çok fazla sınırlı, çok fazla inkârcıydı. June'la konuşurken de, kendimi Bernard gibi düşünürken buluyordum, onun iman ifadelerinden bunalıyor ve bütün inananların sadece inandıkları için iyi oldukları varsayımından, imanın erdem olduğu ve bunun uzantısı olarak inançsızlığın değersiz ya da acınacak bir şey olduğu düşüncesinden rahatsız oluyordum.
Sayfa 18 - Arion Yayınevi, Çeviren: Nejla Özgür, Mayıs 1995, 1. BasımKitabı okudu
fotoğraf, June ve Bernard'ın Graton Street'teki parti merkezinde Büyük Britanya Komünist Partisi'ne üye olarak kaydoldukları gün çekilmişti. İşlerini bırakıyor ve savaş sırasında duraksayan bağlılıklarını ilan etmek için özgür oluyorlardı. Şimdi, bazıları Parti'nin kararsızlıklarından şüphe duyuyor -savaş, özgürleştiren, anti-faşist, asil bir hareket mi, yoksa soyguncu, emperyalist bir saldırı mıydı?-, bazıları da parti üyeliklerini yineliyorlardı. June ve Bernard da bu işe girişmişlerdi. Makul, adil, savaş ve sınıf baskısından uzak bir dünya umutlarının ötesinde, Parti'ye ait olmanın onları genç, hayat dolu, zeki ve cesur olan herşeyle birleştirdiğini hissediyorlardı. Kanal'ın ötesine, herkesin gitmemelerini örgütlediği Kuzey Avrupa'nın kaosuna yöneliyorlardı. Yeni, kişisel ve coğrafik özgürlüklerini denemeye karar vermişlerdi. Calais'den Akdeniz baharını yaşamak için güneye gideceklerdi. Dünya yepyeni bir dünyaydı ve barıştaydı, faşizm, kapitalizmin yaşadığı son krizin çürütülemez bir kanıtıydı, şiddetsiz devrim eldeydi, onlar genç, yeni evli ve aşıktılar.
Sayfa 23 - Arion Yayınevi, Çeviren: Nejla Özgür, Mayıs 1995, 1. BasımKitabı okudu
onunki derin bir değişimdi, yüzündeki dönüşümde görünen bir ruh göçüydü. Yuvarlak bir yüz nasıl oldu da böylesine uzun bir yüze dönüştü? Bu değişikliği yapan sadece yaşam olabilir miydi? Yoksa gülümseyişinden başlayıp saçlarına kadar uzanan kırışıklık ağacını yaratarak, kaşlarının üzerindeki küçük kıvrıma neden olan şey genler miydi?
Sayfa 24 - Arion Yayınevi, Çeviren: Nejla Özgür, Mayıs 1995, 1. BasımKitabı okudu
Bütün bu anne-babalar sadece benim olmadıkları için mi bana çekici geliyorlardı?
Sayfa 11 - Arion Yayınevi, Çeviren: Nejla Özgür, Mayıs 1995, 1. BasımKitabı okudu
Reklam
Bir süre sonra, artık kurbanları düşünmeyi kaldıramadım ve sadece onlara zulmedenleri düşündüm. Kulübelerin arasında yürüyorduk. Nasıl iyi inşa edilmişlerdi, ne kadar uzun süre ayakta kalmışlardı. Temiz yolların her biri, üzerinde bulunduğumuz rayları geçerek ön kapıya ulaşıyordu. Kulübeler çok uzaklara kadar önümüzde uzanıyorlardı, yolun sonunu göremiyordum. Bu, yollardan sadece biriydi ve bu kamp da sadece diğerlerinden biriydi, karşılaştırıldığında diğerlerine göre küçük bir kamp. Tersine dönmüş bir hayranlığa düştüm, çıplak merak; bu eseri hayal etmek, bu kampları planlamak, onları inşa etmek ve onları yürütmek, devamlılığını sağlamak, onların yakıtı olan, kasabalardan ve köylerden gelen insanları sıraya koymak. Böylesine bir enerji, böyle bir adanış. İnsan bunu hata olarak adlandırmaya nasıl başlayabilir?
Sayfa 112 - Arion Yayınevi, Çeviren: Nejla Özgür, Mayıs 1995, 1. BasımKitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.