Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Siyasal Düşünceler Tarihi

Alâeddin Şenel

Siyasal Düşünceler Tarihi Gönderileri

Siyasal Düşünceler Tarihi kitaplarını, Siyasal Düşünceler Tarihi sözleri ve alıntılarını, Siyasal Düşünceler Tarihi yazarlarını, Siyasal Düşünceler Tarihi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
404 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Yazarın A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi’ndeki on beş yılı aşan derslerinde işlediği konuları gerekli düzeltmelerden sonra kartlarından ders notlarına, birkaç yılda bir yenilediği ders notlarından hemen olduğu gibi kitaba aktarmasının ürünüdür. Bazı kitaplar konunun uzmanlarına, bazıları öğrencilerine, bazıları genel okuyucuya seslenir. Yazarın bu üç kesime de seslenmenin bir yolunu bulduğunu görüyoruz.
Siyasal Düşünceler Tarihi
Siyasal Düşünceler TarihiAlâeddin Şenel · Dafne Kitap · 2017433 okunma
İçinde toplumsal artının toplandığı tapınağın bulunduğu köyler, nüfusları artarak, içlerinde çeşitli katmanları barındıran kentlere dönüştüler. Kent ve çevresindeki köyler, kendilerine yeterliliklerini yitirip, birbirlerinin ürünlerine ve hizmetlerine bağımlı duruma düştüler. Böylece kurulan ekonomik, toplumsal, askeri ve siyasal bütünleşme, tapınakla ve dinsel düşüncelerle sağlanan duygusal ve düşünsel bir bağlılıkla perçinlendi. Bu bütünleşme sonucunda, toplumsal artı üreten katmanlı yapısı, artıyı denetleyen egemen katmanı, düzeni içte ve dışta koruyan ordusu, ekonomik, toplumsal, siyasal işleri yöneten yönetici kadrosu ve farklı katmandan ve meslekten kimselerin nasıl davranacaklarını saklayan yasaları, bu yasaları uygulayan memurlarıyla devlet doğacaktı. Devletin doğuşu için gerekli koşul olan zor araçları yanı sıra, halkı istenen davranışları gönüllü olarak yapmaya kandıran dinsel 'ideoloji'si ile, devlet düzeninde örgütlenmiş Uygar toplum, ilk biçimi ile "kent devleti" olarak belirdi.
Reklam
İ.Ö. 5000 dolaylarında kendilerine ileride "Sümerler" denecek bir topluluk, kuzeyindeki dağlardan Sümer denen ovaya iner. Düz ovada diktikleri tapınaklar olan "ziggurat"larını eski yurtlarının özlem duydukları dağlarına benzettikleri yorumlanmıştır.
Rousseau
"işte zayıflara yeni köstekler vuran, zenginlere yeni bir kudret ve­ren, doğal özgürlüğü bir daha geri gelmeyecek biçimde ortadan kaldıran, mülkiyet ve eşitsizlik esasını sonsuza dek kuran, usta­lıkla yapılmış bir gasptan bir daha geri alınamaz bir hak yaratan ve birkaç muhterisin çıkarı uğruna bundan böyle insanlığı çalış­maya, köleliğe, yoksulluğa mahkûm eden toplumun ve yasaların kaynağı budur veya böyle olmalıdır."
Hocanın yorumu müthiş :D
Neler diyor St. Augustinus? Önce köleliğin doğal olmadığını söylemekle işe başlıyor; sonra köleliği günaha bağlayarak Tanrı'yı te­mize çıkarıyor, daha sonra, bu dünyadaki kötülüklerin Tanrı'nın yargısı dışında olamayacağını söyleyerek kölelik kurumunun Tanrı tarafından da onaylandığını belirtmiş oluyor. Bu dünyadaki bazı kölelerin iyi, bazı efendilerin ise kötü olduklarını görünce, Stoacıların izledikleri bir taktikle, insanların tutkularının tutsağı olmaları demek olan iç köleli­ğin, bir başka insanın tutsağı olmaları demek olan dış kölelikten çok daha kötü olduğunu söyleyerek, dikkati dış kölelikten iç köleliğe kay­dırıyor. Sonunda, efendi olmaktansa köle olmanın insan için daha ha­yırlı olduğunu öyle bir anlatıyor ki, insanın "keşke ben de köle ol­saydım" diyesi geliyor (!)
Seneca
"Köle olmayan birini göster, kimi şehvetin, kimi tamahın, kimi şeref tutkusunun, herkes umudun, herkes korkunun kölesidir."
Reklam
Demirin doğal bir biçimde pasa dönüşmesi gibi, her anayasanın içinde doğal olarak onu içten içe ke­mirecek bir kötülük mutlaka vardır.
Sokrates
Atinalılar'ın, günlük işlerini işin ustalarına yaptırırken, örneğin gemile­rine, kurra ile kaptan seçmeyip, en usta kaptanları arayıp bulup onlara görev verirlerken, bir hatanın çok daha büyük zararlara yol açabileceği kamu işlerinde, politika alanında, yönetim sanatını bilmeyen zanaat­çılara, tacirlere, işçilere yer vermelerine, böylece devlet gemisinin başı­na kurra ile yöneticiler getirmelerine şaşıyordu.
Sümer mitolojisinde İnanna ve Dumuzi, Akatça adlarıyla İştar ile Tammuz adında bir tanrı çift vardır. İştar’ın kocası Tammuz (adı verilen) temmuz ayında ölür ve ötedünyaya gider. Bunun üzerine doğa kısırlaşır, bitkiler sararır, hayvanlar üremez olur. Tabletteki deyişe göre “boğa ineğe binmez olur”. İnanna kocasını aramak için yeraltına iner; ancak yeraltında her kapısında bir giysisini çıkarması koşuluyla ilerlemesine izin verilir. Ve daha nice serüvenlerden sonra kocasını yeryüzüne getirmeyi başarır. Siz o zaman görün doğadaki şenliği, çiçeklenmeyi, üremeyi. Anlaşılan onunla birlikte doğaya bahar gelir. Bu mitostakine benzer öykülerde tarıma geçmiş birçok toplumda karşılaşılır.
Avcılığı ve toplayıcılığı, doğanın hazırlayıp sunduklarına el koyan “asalak bir geçim etkinliği” sayabiliriz. Asalaklıktan üreticiliğe geçiş, ilkel topluluğun farklılaşmamış, türdeş, eşitlikçi, dolayısıyla çelişkisiz, durağan yapısının iç gelişmesiyle gerçekleşemezdi. Uzman avcılığa geçilmesinde olduğu gibi, bir dış etkiyle gerçekleşebilirdi. Söz konusu dış etki, bu kez, havaların soğuması değil, buzul çağının sona ermesiyle ısınmasıdır. İklimdeki bu değişiklik Avrupa’da tundraların, otlakların yerini ormanların almasına yol açtı. Ama yakındoğuda ormanların ve yağışların azalmasına, iklimin çoraklaşmasına vardı. Bunlar da yabanıl tahılların azalmasına neden oldu.
Reklam
404 syf.
·
Puan vermedi
Siyasal düşüncelerin oluşum ve gelişimini; tarihsel, kültürel ve siyasi olarak incelendiği bir eser. Yazar kitabın başlarında eski uygarlıklardaki siyasal ve sosyal yapılara da değinmektedir.
Siyasal Düşünceler Tarihi
Siyasal Düşünceler TarihiAlâeddin Şenel · Dafne Kitap · 2017433 okunma
İnsanlar özgür doğarlar, oysa her yerde zincire vurulmuşlardır.
Sayfa 392 - Defne KitapKitabı okudu
Locke'a göre, yasaları yapma erkini elinde tutanların, yürütme erkini de ele geçirmeleri ya da bunun tersine yürütme erkinin yasama erkini de ele geçirmeye çalışması uygar toplumda bireylere ve topluluğa yönetimden gelebilecek en büyük tehlikelerdendir.
Sayfa 374Kitabı okudu
Machiavelli'nin dünya görüşü
Rastlantıların kör gücü üzerimize bir sel gönderiyorsa, sel çekildiğinde baraj ve set yaparak gelecekte onu önlememiz elimizdedir.
Sayfa 331 - Defne KitapKitabı okudu
Cicero-Çokluğun tiranlığı düşüncesi
En zengin deniz ve en zengin alev bile küstah halk yığınından daha kolay zaptedilir.
Sayfa 215 - Defne KitapKitabı okudu
220 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.