Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Siyasal İstiareler

Rasim Özdenören

Siyasal İstiareler Sözleri ve Alıntıları

Siyasal İstiareler sözleri ve alıntılarını, Siyasal İstiareler kitap alıntılarını, Siyasal İstiareler en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Evet, birileri diyor ki: "Kör olun!" Kör olun ve gerçekliği görmeyin. Çünkü gördüğünüz gerçeklik, benim gerçekliğimin de görülmesine yol açacak: "Oysa ben kendi gerçekliğimin görülmesini istemiyorum. Ben, bana kör bakmanızı istiyorum." Ne ki, bu körlemesine bakış, dünyanın hiçbir yerinde -bu ülke dâhil- hiçbir derde şifa olmayı sağlayamamıştır.
Hiçbir kurulu düzen kendinde adaleti tam sağlamış olamaz. Yasaların ardı arkası kesilmeden çıkartılmasını başka neyle izah edebilirdik aksi takdirde?
Reklam
Arafat’ın karargâhının duvarına işettirilen israilli askerlerin görüntüsü ekran seyircisi için ne kadar dramatik olursa olsun, bu görüntü, karenin dışında tutulmuş olan Filistinli gencin hissiyatı kadar kahredici olamaz.
Tarihin bize öğrettiği bir başka gerçeklik vardır: adaletle kurulu düzenin çatışmasında, son tahlilde galip gelen adalet olur.
Birilerinin gerçekliğe karşı gözünü kapatmış olması ya da kör kalması, o gerçekliğin üstünü örtmeye veya o gerçekliği gerçek olmaktan çıkartmaya yetmiyor.
Sayfa 9 - İz Yayıncılık
Değerler tanımsız bırakıldıkça tartışmanın dibini bulmak imkân dışı kalır.
Reklam
Kaynağı senin elinde bulunmayan, senin elinde gelişmemiş ve fakat ödünç alınmış kavramlarla iş görmeye çıkmışsan, işler iyice zordur. Çünkü ödünç kavramları isabetle tasarruf etmek olağanüstü güçtür. Belki de imkânsızdır…
Bir meseleyi tartışmaya temelinden, en dibinden başlamalı. Yüzeyde anlaştığınız ya da anlaşır gibi durduğunuz bir konuda, derine, dibe indiğinizde, bir de bakarsınız, ortada hiç de anlaşma yoktur.
Abdullah Çelebi'nin latifesi, şaşkınlara itibar edenlerin başına geleceklere açıklık sağlıyor: adamın birinin, divane ve ahmak bir yoldaşı varmış. Bir gün adamın gözü ağrımış, şaşkınlık ve dermansızlık içinde bu divaneye: "Göz ağrısı için bir ilaç, bir derman bilir misin?" diye sorunca, divane: "Derhal çıkartmak gerek, çünkü ben iki yıl diş ağrısı çektim, çektirmeyince derman bulamadım ve çıkartmayınca rahat olmadım." demiş.
Temel değerler üzerinde mutabakat ortamı sağlanmadıkça, tartışmalar önünde sonunda havanda su dövmekten ileri geçmiyor; geçmeyeceği de anlaşılıyor. Hele de kendini itiraz kültürünün içinden çıktığını sanıp da, itirazı yalnızca kendine hak görenlerin, fakat itiraza muhatap olduklarında müsamaha limitleri sıfırlananların meydanları doldurduğu bir yerde...
Reklam
Birinci TBMM'nin duvarında yazılı olan: "Hakimiyet bilakaydu şart milletindir" ifadesi, o günün Meclisini oluşturan üyeler tarafından "İslâm milleti" veya "İbrahim milleti" veya doğrudan "din" olarak anlaşılırken; biz bu kelimeye bu gün verdiğimiz anlamı yükleyerek onu seküler düzlemdeki "nation" (ulus) kavramıyla eş tutup anlamaya kalkışırsak vahim bir hata işlemiş oluruz. Halen aynı kelime şimdiki TBMM'nin genel kurul salonunun duvarındaki yazıda da geçiyor ve: "Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir" deniyor. Ancak kelimelerin imlası ve telaffuzu aynı olmakla birlikte içerikleri değişmiştir. Dolayısıyla, bunu göz ardı ederek birinci Meclis'in üyelerinin demokrasiyi benimsediği neticesine atlamak temelsiz olur.
Sayfa 30 - İz YayıncılıkKitabı okudu
İletişim alanının ünlü bir sözü vardır : "Halk bir şey istemez, ona istetilir" denir.
Sayfa 391 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Birilerinin gerçekliğe karşı gözünü kapatmış olması ya da kör kalması, o gerçekliğin üstünü örtmeye veya o gerçekliği gerçek olmaktan çıkartmaya yetmiyor. Rasim Özdenören - Siyasal İstiareler
Sayfa 9 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Türkiye'de yargının bağımsızlığı bir başına bir olay değildir ve bir başına çözümlenebilecek bir olay da değildir. Şöyle ki, daha kısa bir zaman önce (1997,28 Şubat süreci...), askerlerle yargı mensuplarının bir ayin havası içinde birbirlerini karşılıklı olarak dakikalarca ayakta alkışlamasını saygıyla karşılayanlar, şimdi tümüyle farklı bir telden çalmaya başladı. Yargıyı o gün "bağımsız" diye uluyanlar, şimdi ona kaka diye bakabiliyor.
Sayfa 30 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Ziya Gökalp'ın "Türk milletindenim, İslâm ümmetindenim, Garp medeniyetindenim" söyleminde olduğu gibi, seküler bir İslâm talebi, onu dindarca bir hayat tarzı olarak benimsemek isteyen kimseye fazla bir şey söylemez.
Sayfa 408 - İz YayıncılıkKitabı okudu
17 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.