Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Siyonizm’in ve İsrail’in Kurucusu

Theodor Herzl

Sayfa Sayısına Göre Siyonizm’in ve İsrail’in Kurucusu Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Siyonizm’in ve İsrail’in Kurucusu sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Siyonizm’in ve İsrail’in Kurucusu kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Theodor Herzl
Türk yemeklerini hiç beğenmez... Bundan, damak zevki olmadığı anlaşılır. Cuma Selamlığı'na birkaç defa iştirak eder ve bunu "Türk Operası" diye adlandırır.
Serdar-ı Hakan Sultan Abdülhamit Han:
"Benim bir karış toprak vermem söz konusu olamaz. Zira, istenen toprak bana ait değildir. O milletime aittir. Bu devleti kuran ve kanıyla besleyen milletime... Herhangi birisine vermek veya bizden koparılmasına razı olmaktansa, yeniden kanımızla yıkamayı tercih ederiz. Benim, Suriye ve Filistin'den gelen iki alayım Plevne'de son neferlerine kadar şehit oldular. Türk İmparatorluk toprakları bana değil, Türk milletine aittir. Bu İmparatorluğun hiçbir parçasını hiç kimseye veremem. Yahudiler şimdilik milyarlarını biriktirsinler. Kim bilir, bir gün bu İmparatorluk paylaşılırsa onlar da istediklerini belki de bir şey ödemeden elde edebilirler. Fakat ancak kadavramız paylaşılır, canlı vücuttan parça koparılmasına müsaade edemem.”
Reklam
Sultan Abdülhamid 1896'da, görüşme talebinde bulunan Herzl'e kendisinin de ajanı olan Newlinsky vasıtasıyla şunları söyler: “Mösyö Herzl sizin arkadaşınız olduğuna göre, benim de dostum demektir, kendisine bu meselede artık hiç bir teşebbüste bulunmamasını öğütleyiniz. Benim bir karış toprak vermem söz konusu olamaz. Zira, istenen toprak bana ait değildir. O milletime aittir. Bu devleti kuran ve kanıyla besleyen milletime... Herhangi birisine vermek veya bizden koparılmasına razı olmaktansa, yeniden kanımızla yıkamayı tercih ederiz. Benim, Suriye ve Filistin'den gelen iki alayım Plevne'de son neferlerine kadar şehit oldular. Türk İmparatorluk toprakları bana değil, Türk milletine aittir. Bu İmparatorluğun hiç bir parçasını hiç bir kimseye veremem. Yahudiler şimdilik milyarlarını biriktirsinler. Kim bilir, bir gün bu İmparatorluk paylaşılırsa onlar da istediklerini belki de bir şey ödemeden elde edebilirler. Fakat ancak kadavramız paylaşılır, canlı vücuttan parça koparılmasına müsaade edemem.”
Zaten bazı şeyleri çok daha evvelden yazı ile tespit etmemiş bulunmaktan ötürü, kısa bir zaman sonra hatırlamayaşım ve üzülüşüm de göstermektedir ki, not etmek bir zarurettir
Sayfa 15 - boğaziçi yayınlarıKitabı yarım bıraktı
Büyük şeylerin sağlam temele ihtiyacı yoktur.Elma masanın üzerine öyle yerleştirilmelidir ki düşmemelidir.Unutulmamalı ki dünya boşlukta dönmektedir.
Sayfa 66 - BoğaziçiKitabı okudu
Ziya Paşa ve Herzl
Ziya Paşa fikrinde ısrarlıydı. "Filistin'i asla bir bağımsız devlet olarak elde edemezsiniz, fakat tabi bir devlet olarak belki" diyordu. Karşılığım şu oldu: "Vassal Devlet şıkkını kabul etmemiz samimi olmaz. Zira herkes bilir ki tabi devletin aklından hiç çıkmayacak olan şey, ilk fırsatta bağımsızlığına kavuşmak ve daima bunun için çalışmak olacaktır."
Reklam
1896 İSTANBUL
İstanbul, hayret verici bir şehir, hem çok güzel hem de çok pis... Yakıcı bir güneşin altındayız, pitoreskle fakirliğin karışımı ve binaların ekserisinin haraplığı bizi çarptı. Hotel Royal'in penceresinden bakıyorum, bütün Haliç tabak gibi gözüküyor...
Sayfa 75 - 3. baskı - Eylül 2007
İlk ziyareti, Sadrazam'ın Katibi Ekselansları Hayreddin Bey'e yaptım. Bu arada belirteyim ki Türk memurları isimlerini doğru bir şekilde yazdığımdan emin değilim. Ben duyduğum gibi yazmaktayım. Bu gün burada öğrendim ki, Sadrazam'ın oğlunun ismi Cavid değil Cevat Bey imiş.
Derviş Gösterileri Her Dönem Teberru Karşılığında Gösteri Olarak Sunulmuş
Selamlık'tan sonra "Dönen Dervişleri" "Mevlevi Ayini" görmeye Beyoğlu'na bir tekkeye gittim. Gevşek bir hileci tavırlarla bu kaba tören dansını icra eden yaşlı ve zayıf dervişlerin arasında bir de çocuk vardı. İlkel bir musıki vardı ve genizden nağmelendirilen dualar... Halka teşkil edip bir İngiliz katedralindeki benzer reveranslardan sonra dansçılar baş döndürücü ve manasız dönüşlerine rengarenk cübbelerini çıkardıktan sonra, başladılar. Loise Fuller'vari* beyazlar içinde döndüler, sağ avuçları havada sol avuçları yerde. *Loise Fuller, devrin çok meşhur Amerikalı dansözü
Sayfa 83 - 3. baskı - Eylül 2007
Tebamın hepsi benim başka başka zevcelerimden çocuklarımdır.Kendi aralarında geçimsizlikleri,kavgaları olabilir ama benimle asla!
Sayfa 87 - BoğaziçiKitabı okudu
Reklam
Yahudiler'in Ermeni Genocide'ini Desteklememelerinin Ana Sebebi: İsrail Ülküsü
Sultan Hamid beni bir dost olarak kabul edeceğini beyan etmiştir. Tabii kendisine bazı bakımlardan hizmetlerden ifa ettikten sonra. Şöyle ki; bir taraftan Paris, Berlin, Londra ve Viyana'daki Batı basınının nezdinde teşebbüslerimle Ermeni meselesinde daha çok Sultan Hamid lehinde yazılar çıkmasını temin edebilirdim, öte yanda da , bizzat Ermeni liderleriyle temasa geçip onları itaate getirebilirdim. ... Sultan Hamid bu konuda şu şairane açıklamayı Newlinsky'ye yapmıştır: "Tebamın hepsi benim başka zevcelerimden çocuklarımdır. Kendi aralarında geçimsizlikleri, kavgaları olabilir ama benimle asla!"
Sayfa 87 - 3. baskı - Eylül 2007
Girit'te kan dökülüyordu, Dürziler ordunun bir birliğini çevirip son neferine kadar katletmişlerdi. Ermeniler Rus sınırını geçerek tekrar Türk topraklarına girmiş ve üç yüz Müslümanı katletmişlerdi. Bana Newlinsky'nin dediğine bakılırsa Sultan, Ermenilerle anlaşmaya hazırdı. Fakat istikbali karanlık görüyordu ve "Bu Türkiye'ye karşı girişilmiş, perdeli bir Haçlı Seferidir" diyordu.
Ay ışığında altın tozundan sanki bir tül...Karşıdaki yükseklik iki mavilik arasında,yukarıda nefis mavi sema,aşağıda küreklerin dalıp çıkışı ile yakamozlanan denizin gümüşi mavisi. Niçin bütün dünyanın gözünü İstanbul’a diktiğini insan böylece anlayabiliyor. Herkes ona sahip olmak istiyor.Bu ise Türkiye’nin varlığını korumaktaki en büyük garantisi. Burayı elde etmek isteyen haydutlardan hiç birisi onun başkasının eline geçmesini istemediği ve istemeyeceği için daima Türklerin elinde kalacak.
Sayfa 95 - BoğaziçiKitabı okudu
2. Hamid Tarafından Mecidiye Nişanı Verilen HERZL'in Bağımsız İsrail Planı
Sultan Abdülhamid diyor ki: "Yahudiler zekidir, kabil-i kabul bir formül bulabilirler." Bundan çıkan netice şudur ki; Sultan sadece zevahiri korumak gayretindedir ve eminim ki sonunda razı olacaktır. Görünen onun bir mübadele formülü düşündüğüdür.
Sayfa 95 - 3. baskı - Eylül 2007
1897, İlk Siyonist Kongresi
Osmanlı İmparatorluğu'nun zayıflamasını ve parçalanmasını isteyen kimseler az veya çok bizim planımızın düşmanıdırlar, bunun böyle olduğunu anlamak çok kolaydır. Türkiye'yi fahiş faizlerle borç almaya icbar edenler de bizim projemizin düşmanıdırlar. Çünkü bu yolla zat-ı şahane'nin memleketindeki bütün istihsal kaynakları kontrol altına alınmış olacaktır.
Sayfa 124 - Boğaziçi YayınlarıKitabı okudu
19 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.