Selam herkese. Yeni bir kitap ile geldim.
Bu kitap ince olmasına karşın bittiğinde neden gerisi yok deyip hayıflanmama neden olacak kadar güzeldi. Veysel çocukluk travmaları sonrası çeşitli cinayetler işledi. Ama asla masuma eli uzanmadı. Öyle bir zekaya sahipti ki son satırları okurken şapka çıkarmak istedim.
Çok daha fazla şey söylemek istesem de resmen konuyu içeriği anlatmış olacağım. O nedenle kapak yazısından küçük bir bölüm bırakıp yorumuma son veriyorum.
İnsan acısını tarif edemediği gün ölür ya da öldürür!
“Öldürdüm onu” dedi. “Kimi?” dedim. “O işte, peşimi bırakmayan adamı” dedi. “Peki, nerde?” diye sordum. “Yukarıda, yatak odasında” dedi soğukkanlı bir şekilde. Hızlıca üst kata çıktım. Baktım yok. Bütün odaları dolaştım, indim aşağıya. “Bulamadın mı? Gömdüm onu…” dedi. Korku filmi sahnesini andıracak bir olaydı yaşadıklarım. Ama mezar benim çocukluğumun en büyük yarasıdır. Bir o kadar da cesaretlendirir beni. Çünkü annem ve babam bana hayvan katili gözüyle bakmasaydı, onlarla kalacak ve buralara hiç gelmeyecektim.