Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sokaklar Benim Yeniden

Sadık Yemni

Sokaklar Benim Yeniden Hakkında

Sokaklar Benim Yeniden konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
0/10
0 Kişi
3
Okunma
Beğeni
406
Görüntülenme

Hakkında

İnsan Kendine Ne Zaman Yenik Düşer? Eğlenirken mi, Ölürken mi? Bilgisayar başında sabahlamışsın yine. Birkaç aceminin şifresini kırıp şakalaşmış, arkadaşlarla geyik yapmışsın. 24 saat çevrimiçisin zaten. Sabaha karşı uyuyakalmışsın. Hayatın tek ve eksiksiz tanımı bu senin için: İnternet. Sanal âlem senin doğal yaşamının ta kendisi... Yalnız değilsin. Ergin de senin gibi, bilgisayar başından kalkmadan bir ömür geçirmenin saadetinde... Ancak bir sabah kalktığında, bakıyor ki elektrikler kesik. Telefon da... En uzun ömürlü piller dahi bitiyor bir çırpıda. Yön duygusunu kaybetmiş insanlar dolaşıyor sokaklarda... Sokaklar tekinsiz... Tehlike kol geziyor... Kaos dedikleri şey bu olsa gerek. Önce ufak çaplı yağmalar başlıyor. Kalpli tuvalet kâğıdı için kadınlar saç saça baş başalar... Geceler ise çetelerin. Hukuksuzluğun hukuk, gücün iktidar, yasağın yasak olduğu bir dünya Ve Ergin bu dünyaya çok aşina Her gün bilgisayarında onlarca oyun var, bu kaos ortamına benzeyen. Belki daha da dehşetlileri Ama bunlar gerçek Ergin çaresiz. Ergin tereddüt içinde... Ne yapabileceğini bilmiyor. Bildiği tek şey, eski bir atasözü: Çivi çiviyi söker! Mücadeleden kaçmıyor; kendisi gibi bilgisayar dehası arkadaşlarıyla bilinmezin yolunu tutuyor. Sokaklar Benim Yeniden, günümüz gençlerinden genç bir yazarın, Sadık Yemninin hayal kırıklıkları ve her seferinde yeniden yeşeren umutlarla bezeli, ustalık dönemi eseri... (Tanıtım Bülteninden)
Tahmini Okuma Süresi: 4 sa. 18 dk.Sayfa Sayısı: 152Basım Tarihi: Nisan 2011Yayınevi: Çizmeli Kedi Yayınları
ISBN: 9786054453177Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Türler:
Reklam

Yazar Hakkında

Sadık Yemni
Sadık YemniYazar · 31 kitap
Sadık Yemni 1951 yılında İstanbul, Kurtuluş'ta (Tatavla), Sopalı Hüsnü Sokak'ta doğdu. İki buçuk yaşında ailesi İzmir'e taşındı. Böylece 1954'te kaldırılan tramvaylara son demlerinde binme şansını elde etti. İlkokulu Sadık Bey troleybüs durağındaki Hakimiyeti Milliye İlkokulu'nda okudu. İlk öğretmeni Muzaffer Öniz Bey beş yıllık süreyi "Sadık yıldızlar gibi bir parlıyor, bir sönüyor, ama varlığı her an hissedilir durumda" cümlesiyle özetledi. Üç şeyde marifetli olduğu hemen anlaşılmıştı ayrıca. Yaramazlık, matematik ve edebiyat. Ünlü hamamın yakınındaki Karataş Ortaokulu'nu bitirdi. Çocukluğunda annesiyle o hamama çok gitmişliği vardır. Bu çocuk çok bakıyor, artık getirme dediklerinde ayağı ne yazık ki kesilmiştir. O yıl devlet liselerinin belki de tarihinde tek bir kez sınavlı olacağı tutmaz mı? Neyse 1500 kişi arasından 28. olarak Salah Birsel'in, Samim Kocagöz'ün ve Atilla İlhan'ın da okulu olan Atatürk Lisesi'ne girmeyi başardı. Altı yıl sürecek olan lise yılları hem kendi hem arkadaşları ve de okurları için unutulmaz olacaktı. Yakında yayımlanması beklenen Durum 429 kitabında her şeyi açıkça ortaya sermiştir. Lisede kimyaya merak saldı. Hibeler ve düşeşlerin yardımıyla evinde bir kimya laboratuvarı kurdu. Kendisine kısa zamanda nam kazandıran roketlerinin yanı sıra kimya şakalarına da başladı. Kendi kendine tutuşan mendiller, suda yanan taşlarla falan kimya sihirbazı lakabına layık görüldü. Lise sıralarından bu yaşa kadar sürdüreceği birkaç işe birden bulaştı. Muntazam idman yapmak, fizik, kimya, matematik dersi vermek ve alengirli düş kurmak. 1969 yılında 18 yaşındayken Kimya hocasının yokluğunda üç sınıfa Kimya dersleri vererek okulun tarihindeki en genç öğretmen olma sıfat ve şerefine erişti. 1972-1975 yılları arasında Alsancak'ta Kıbrıs Şehitleri Caddesi'ndeki dairesinde namı şehrin sınırlarını zorlayan olaylar yaşandı. Evin arka odalarından biri olan Kara Oda lakaplı mekân semtin en çok konuşulan yerlerinden biri oldu. Bütün bunlar da inşallahEmanet Apartmanı adlı romanda aynen faş edilecektir. 1975 yılında Ege Üniversitesinde Kimya Mühendisliği'nde 3. sınıf öğrencisiyken kısa bir hava değişimi için Amsterdam'a gitti. Gidiş o gidiş hâlâ orada.