Sokakta Gürültü Var sözleri ve alıntılarını, Sokakta Gürültü Var kitap alıntılarını, Sokakta Gürültü Var en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Koltuk değneğiyle gezen bir sakat gördük mü, acırız. Sebebi ne olursa olsun, vücut dediğimiz esrarlı (gizemli) makinenin bir uzvunu (organını) koparıp atan kaza, muhayyilemizi (hayal gücümüzü) dehşetle kamçılar. Et ve kemikten bir ayak yerine bir sopa kullanmak mecburiyetinde (zorunda) kaldığı için biçareye (zavallıya) içimiz sızlar.
Takma göz, iğreti kol, parmaksız el bütün uzvi kusurları (organ kusurlarını)
kalbimiz (yüreğimiz) burkularak merhametle, şefkatle ve ıstırapla seyrederiz. “Üzerinde âriyet (iğreti) bir şey taşımak, bütün ömrünce onunla yaşamak ne feci!” diye söyleniriz.
Hâlbuki (oysa) kendi kafasıyla düşünmeyerek şuradan buradan toplanmış
kırpıntı fikirlerle geçinen zavallıları hesaba bile katmayız. Çünkü kuvvetli (güçlü) bir gövde üzerinde, yağma edilmiş bir banka kasası gibi bomboş duran kafalar, bizi alakadar etmez (ilgilendirmez). Bazen belki onlara kızdığımız olur. Canlı olan bir beynin bu kadar hareketsiz kalmasına, bu kadar papağanlaşmasına şaşarız. Fakat o adama acımak aklımıza gelmez!
Hatırlamayız ki koltuk değneğiyle dolaşan bir sakat, herhangi bir adamın
gideceği yere biraz geç de olsa nihayet (sonunda) gidebilir. Takma diş, iğreti kol, parmaksız el güç de olsa nihayet (sonunda) herhangi bir kimsenin başaracağı bir işi başarabilir.
Ya kendi kafalarıyla düşünemeyenler? Ah, o iğreti fikirlerle yaşamaya çalışan, meselesiz (sorunsuz), ıstırapsız, bomboş ve biçare (zavallı) insanlar!