Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Son Hediye Gönderileri

Son Hediye kitaplarını, Son Hediye sözleri ve alıntılarını, Son Hediye yazarlarını, Son Hediye yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Bu kadar direnmezsen hayat daha katlanılabilir olur,” diye fısıldadı kulağına, ama buna kendisi de inanmıyor gibiydi.
Dünyamız bunca söze dökülmemiş acıyla doluyken benim aklım kendi önemsiz düşüncelerimle dolu. Bu tür şeyleri bilmek bazen iyi durumda olduğum için utanç duymama yol açıyor.
Sayfa 284Kitabı okudu
Reklam
"Delilik, anlamı yalnızca kendiyle izah edilebilir bir sarsıntıdır, doğanın tezahürüdür, çünkü ne insanlığa ne de kutsala hizmet eder."
Sayfa 263Kitabı okudu
Oradan ayrıldığımda geride bu kadar çok şey bıraktığımı bilmiyordum. Sonrasında gezdiğim ya da yaşadığım hiçbir yerde benden bir şey beklenmiyordu. Sorumluluğu ve amacı olmayan biriydim. Kimsenin ihtiyaç duymadığı biri. Size, orayı ve orayla birlikte dünyadaki yerimi nasıl kaybettiğimi anlatmak isterdim. Bütün bu amaçsız yolculuk bu anlama geliyor işte. Başka insanların toprağında yabancı olmak bu anlama geliyor.
Sayfa 255Kitabı okudu
O küçük yer hakkında konuşsaydım bunları anlatmak isterdim çocuklarıma. Hepimizin birlikte huzur içinde yaşadığı, yalnızca Müslümanların nasıl tesis edileceğini bildiği, fakat aramızda birçok dinden ve ırktan insanın da yer aldığı, hoşgörülü bir toplumda yaşadığımızı anlatmak isterdim. Bundan, başka ne şekilde bahsedebileceğimi bilmezdim. Yüzeyin hemen altında, patlak vermeyi bekleyen öfkeden bahsetmezdim onlara ya da köleleştirilen ailelerin çocuklarının sultanlar ve onları hor gören, onlarla alay eden herkes için infaz etmeye hazır oldukları haksız cezadan bahsetmezdim. Nefretlerimizden söz etmezdim, ya da kadınların eşya gibi muamele gördüğünü, amcaları, erkek kardeşleri ve erkek akrabaları tarafından alınıp satıldığını, miras bırakıldığını söylemezdim. Ve çocuklara zalimce davrandığımızı söylemezdim. Neden böyle yalancı, ahlaksız bir insan sürüsüyüz?
Sayfa 249Kitabı okudu
"Kendilerine güvenlerini kaybediyorlar," diyor. Sanki hep kendimize güvenmemiz gerekiyormuş gibi. Sanki bilmek istediğimiz her şeyi bilebilirmişiz gibi. Sanki hepimiz kendi korkularımızı bildiğimiz şeylerde bulmuyormuşuz gibi. "Ve hatta belki de" dedim ona, "ne kadar az bilirsek o kadar patavatsız ve hoşnut oluyoruz. Bilmiyorum, bence onlara şaşırtıcı hikayelerden fazlasını verdik."
Sayfa 248Kitabı okudu
Reklam
Belki yalnızca onun gibi başarısız olanlar karanlıkta hayal aleminde yaşayarak saatler geçiriyordu. Belki başarılı insanların başarı düşleri kurmaya ihtiyacı yoktu.
Sayfa 211Kitabı okudu
Vijay hep bunu öğütlerdi. "Sıkı çalış, sıkı çalışırsan hiç bir şey imkansız değildir." Çok azimliydi, ama bir kahraman gibi değil, değersiz olmadığını bilen küçük, inatçı bir adam gibi. Her zaman meşguldü, bir şeyleri yapmak zorundaymış, zorlanıyormuş gibi değil de hep halledilecek işleri var gibi görünürdü.
Sayfa 189Kitabı okudu
Evet, her şey masallardaki gibi olabilirdi fakat gerçek hayatta masallara yer yoktu ve her bahşedilen içinde kendi zehirli dikenini gizliyordu.
Sayfa 146Kitabı okudu
Kelimeler geri dönmeye başlamıştı ve o da, ilk başta umursamamış olsa da, onları şevkle bekliyordu artık. Konuşabilmek için, ona senelerdir süren sessizliğini anlatmak, acınası korkaklığını tarif edebilmek için kelimeleri geri istiyordu şimdi.
Sayfa 136Kitabı okudu
Reklam
Gece yarısında, bazen erken, bazen de geç gelen şafak sökmeden önceki o saatlerde, etraf sessizliğe gömülmüşken, gözleri açık uzanmış, vücudunun içten içe çürüdüğünü hissediyordu.
Sayfa 135Kitabı okudu
Onca korktuğu bu savaş başladığında babasının kendi puslu derinliğinde kaybolmuş olması ve savaşın dehşetinin onun zihnini bulanıklaştıran acıya pek nüfuz edememesi ironikti.
Sayfa 135Kitabı okudu
Cemal kulelerin yıkılış görüntülerinin babasını nasıl tedirgin edeceğini düşününce endişelendi. Haber programlarının dünyanın durumuna dair yaptıkları bilmiş analizlerden rahatsız olacağını tahmin edebiliyordu, savaş planı yapıldığını bilirken, bu herkesçe bilinirken, politikacıların o kibirli ciddiyetine katlanamayacağından korktu. Babasının ölenlerle ilgili acımasız şeyler söyleyeceğinden korktu.
Sayfa 133Kitabı okudu
Nedense babası için korktu. Bosna’daki katliamda nasıl tedirgin olduğunu, muhabirlere, özellikle de dönemin İngiliz Dışişleri Bakanı Dougles Hurd’e nasıl bağırdığını hatırladı. “Bu insanlar Müslüman olmasalardı buna izin verirler miydi acaba? Avrupa’da? Bugün, bu çağda?” … “Söylediğine kendin bile inanmıyorsun, yalancı herif. Aslında bu insanların başına gelenler umurumda değil çünkü bizden değiller demek istiyorsun.”
Sayfa 132Kitabı okudu
11 Eylül üzerine…
Bu korkunç şiddet eylemlerinin zayıfın güçlüye verdiği karşılık olduğunu anladı ve bunları tiksindirici kılan şeyin, öngörülemezliklerinin, ayrım gözetmeden tahrip etmelerinin, aslında yaratmak istedikleri etkinin bir parçası olduğunu fark etti.
Sayfa 132Kitabı okudu
206 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.