Son İmparatora Öğütler - Bilim Toplumu
Ali DemirsoySon İmparatora Öğütler - Bilim Toplumu Gönderileri
Son İmparatora Öğütler - Bilim Toplumu kitaplarını, Son İmparatora Öğütler - Bilim Toplumu sözleri ve alıntılarını, Son İmparatora Öğütler - Bilim Toplumu yazarlarını, Son İmparatora Öğütler - Bilim Toplumu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Ben miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım ilim (bilim) ve akıldır... Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve ilmin (bilimin) rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirascılarım olurlar."
Mustafa Kemal Atatürk
Sayfa 7Kitabı okudu
"Bilginin tanımı için sözlüklere baktığımızda, özellikle, Türkçe yazılmış sözlüklerde "eski adıyla ilim, yeni adıyla bilim" diye bir geçiştirmeye rastlarız. Halbuki batı dillerinde yazılmış sözlüklerde, bilim anlamında "Science ya da Naturwissen", ilim anlamında ise "Social science = sosyal, Literature = edebi ya da Geiss = ruhsal" terimleri bulunmaktadır.
Özellikle sanayi toplumuna henüz geçiş gösteremeyen, daha doğru bir tanımlama ile doğanın mekaniğini anlayamayarak yaratıcı insanlar yetiştiremeyen toplumlarda, bugün ya da geçmişte, bilim diye ilmi değerlerin öğretimine ağırlık verildiğine ya da çıkarcı siyasilerin bu yöndeki örgütlenmelere ağırlık verdiklerine tanık olmaktayız.
Örneğin din eğitimi, bölgesel sorunların keskinleşmesine yönelik tarih eğitimi, evrensel olup olmadığı tartışmalı idari örgütlenmeleri tanımaya yönelik eğitim, bilgi adı altında ağırlıklı olarak verilmektedir."
Sayfa 4Kitabı okudu
Doğru bir şekilde anlayalım
Kutadgu Bilig (din için savaşı teşvik eden, kadını aşağılayan, tek şefliliği ve yayılmacılığı kutsayan bir eserdir), bir ansiklopedi-sözlük olan Divanü Lügat-it Türk, şeriata dayalı öğütler veren Atabetü'l-Hakayık ve yine şeriat hükümlerini empoze eden Nizamülmülk'ün "Siyasetnamesi' (farklı düşünen insanların ve toplulukların nasıl baskı altına alınacağını, baskıcı rejimlerin nasıl oluşacağını inceleyen ve yol gösteren bir eserdir) adlı eserlerden ibarettir.
Sayfa 293Kitabı okudu
Gaspa,hırsızlığa kutsallık vermişler
Başkalarının mallarını zorla ele geçirme, artık Allah'a hizmet olmuştu... Üretmeden kazanma felsefesi doğal olarak Osmanlı'ya da egemen olmuş, devletin en önemli üç "helal" gelir kaynağı, gümüş madenleri, haraçlar ve ganimetler olarak sınıflandırılmıştı.
Sayfa 286Kitabı okudu
Dikkatle incelendiğinde müslümanlık üretimi değil, fetih ve ganimeti (talanı) teşvik etmektedir ve bunun için de Kur'an başta olmak üzere birçok kural ve kaide vardır (ganimetin paylaşımı ile ilgili).
Sayfa 282Kitabı okudu
İslam tarihi, kan, desise, kin ve uyuşmazlıkla yazılmıştır; Osmanlı da bundan payını almıştır. Bu kargaşalığı Ali-Muaviye (Haşimi-Emevi) sürtüşmesi de iyice körüklemiştir.
Sayfa 260Kitabı okudu
Arap talancılığı ve milliyetçiliği, din kisvesi altında, meşru "kutsal" bir zemine oturtulmuştu.
Sayfa 246Kitabı okudu
Propagandanın en hası ordadır
Cami, insanları toplayıp siyasi propaganda yapmak için, din kisvesine büründürülmüş tapınaklar olarak tasarlanmış yapılardır. Bu niteliğini de bugüne kadar yitirmemiştir.
Putlar
Kabe'nin içinde Ay tanrısı Hubal, diğer önemli tanrıları Menat, Lat, Uzza başta olmak üzere birçok tanrının sembolü (put) burada bulunurdu. Nitekim camilerin aleminde bulunan ay sembolü, Ay Tanrısı'nı simgelemektedir.
arapçılığı bırakıp yolumuza bakalım
Amerika yerlilerine uygulanan mezalimin, geçmişte, araplarca Türklere de uygulandığı, bizzat kendini milliyetçi zanneden müslüman Türklerce ve halkını aydınlatmakla yükümlü olan kurumlarca (Milli Eğitim Bakanlığınca) halkımızdan yıllardır saklanması, gelecekte karşılaşacağımız belaların zeminini hazırlamakta ve dini duyguların güçlendirilmesi kisvesi altında bugün içimizde filizlenen Truva atlarının kök salmasını sağlamaktadır.
Sayfa 240Kitabı okudu