Aslında ruhu büyük bir sisin içinde kalmıştı. Fakat kurtarılmak yerine o sise iyice bulanıp kendi benliğini simsiyah sisle beraber kaybetmek istemişti.
Evet, tüm umutlarımı adı “hasret” olan bir gemiye yüklemişlerdi. O gemide ya yolcu olacaktım ya da limanda mendil sallayarak geride kalanlardan biri olacaktım.