Öncelikle yazarı başarısından dolayı tebrik ederim. Kitaba başladığımda bu denli büyük bir etki bırakacağını açıkçası hiç düşünmemiştim. Her okurun olduğu gibi her yazarında kendisine yakın gördüğü, karakter ile bütünleştiği bir kahraman vardır. Bu kitapta en sevdiğim karakterlerden biri benim için Ova oldu. Iraz kadını da söylemeden geçemem elbette, oğlunu elim bir kaza sonucunda kaybeden bu kadının acısını yüreğimde hissettim. Hikaye, okuyucuyu Anadolu’nun gerçek yüzüyle baş başa bırakıyor. Okudukça kendinizden, çevrenizden olaylar, insanlar geliyor aklınıza. Spoiler olmasın diye kitabın en yıkıcı etki bıraktığı sonunu elbette burada yazamıyorum ama bilmelisiniz ki son sayfalara geldiğinizde yaşadığınız derin acı, daha önce bir şekilde hissettiğiniz bir duygu olacak. Açıkçası benim içim paramparça oldu. Düşünsenize bir yazınız , bir yazgınız var ama bu son değil. Harika bir kitap okudum. Köyüme gittim. Anadolu’nun eşsiz insanları ile bir süre vakit geçirdim. Evlerine, sofralarına, köy kahvelerine misafir oldum. Çavdar tarlasında buğday kokladım. Yağmurların kokusunu çektim içime. Aşık oldum, ayrıldım, gururlandım, üzüldüm,sevindim, güldüm. Başkasının acılarına ortak oldum kitabı okurken. Şüphesiz çok güzel bir deneyimdi. Sevgili yazara (
Şehnaz Akkoç)güzel kitabı için teşekkür ederim. Umarım başka bir kitabında tekrar buluşuruz. Şimdiden herkese iyi okumalar. Bu kitabı okuyun, okutturun.
Son YazgıŞehnaz Akkoç · Odessa Yayınevi · 202219 okunma
“… O yüzden çok sevmek için ilk önce çok sevilmek gerekir. Sevginin ilk öğreticisi anne ve babadan aldığımız her sevgi, kuracağımız tüm bağların temelini kuvvetlendirecektir.”
Nasıl ki ay geceyi aydınlatır geceyi bir an evvel bitirip kendi kabuğuna çekilmek için, işte tüm günlerim sabahın bir an önce akşam olmasını beklediğim gibi anlamsız geçiyordu.
Aslında ruhu büyük bir sisin içinde kalmıştı. Fakat kurtarılmak yerine o sise iyice bulanıp kendi benliğini simsiyah sisle beraber kaybetmek istemişti.