Bridgerton kardeşlerin en çenebazı Eloise Bridgerton’ın kelimelerle arası her zaman iyi olmuştur. Konuşurken de yazarken de…
Penelope’nin evlenmesine en çok sevinen ve üzülen şüphesiz Eloise olmuştur. En yakın arkadaşının artık ailesinden biri olması muhteşem bir şeydi. Kendisi gibi evde kalmış olan en yakın arkadaşının evlenip onu yalnız
…Ve şimdi de görüşmek istiyordu, öyle mi? Görüşmek? Deli miydi bu adam? Böylesine kusursuz devam eden bu karşılıklı kur yapma sürecini mahvetmek mi istiyordu?
Açıkçası Eloise'yi diğer kitaplarda okurken bu kadar mücadeleci ve sabırlı biri olarak düşünmemiştim ama bu kitapta da anlaşılıyor ki her bir Bridgerton şahsına münhasır. Evliliği için ve evlendiği adam için çabalayan ona kol kanat geren Eloise'yi çok sevdim hele de bu adamın çocukları kendine ait olmamasına rağmen onlara müthiş bir şekilde yaptığı annelik takdire şayan
Bridgerton'larin ele avuca sığmaz kızı Eloise ve Sör Philips'in inişli çıkışlı aşk hikayesi.. Tam Eloise göre bir tanışma ve aşk hikayesiydi bence.. gerci abilerinin ortaya cikmasi kısmı biraz acemice ve komik gelse de yine de eğlenceli bir okuma olduğunu söyleyebilirim.. üstelik Colin ve Penelope'nin hikayesinden sonra çok iyi geldi.. Keyifli günler bol okumalar herkese..
Anthony, Eloise'e doğru bir adım atarak, "Tüm bildiğimiz kaçırılmış olduğundu," diye devam etti.
Eloise'in beti benzi attı. Ailesinin böyle bir şey düşünebileceği aklının ucundan bile geçmemişti.
Gökçe Uçar ile #bridgerton kardeşleri okumaya devam ediyoruz. Ben biraz önden gitmiş olabilirim bu arada.
3, 4 ve 5. kitaplarını arka arkaya okuyuverdim. Çok güzellerdi. İnsan başlayınca bitirmeden bırakamıyor. Konulara değinmeyi düşünmüyorum. Her kitapta bir kardeşin başının bağlandığını bilin yeter. Ha birde söz konusu Bridgerton'lar olunca bolca olaylı olduğunu da aklınızda tutun. Şimdi birazcık okumaya ara vereyim ki kızları bekleyeyim. Gerçi Pınar 'ı da yoldan çıkardım ve beşinci kitabı eline aldı
Tarihi kurgu sevenlere ve okurken eğlenmekte isteyenlere kesinlikle önerimdir.
seriden okuduğum son kitap. aşşşşırı yüksek beklentilerle başladım kitaba yalan yok. hatta vizelerime denk gelmişti bu kitap, seriden ilerlicem derken. o yüzden vizelerden sonra ödül olarak okumuştum.
eloise hem dizide hem de kitap serisinde favori karakterim. kardeşler arasında en düzgünü o. kitapta dizidekine göre daha az özgüvenli galiba ama
Uzun süredir Quinn okumamıştım, büyük bir hayal kırıklığı yarattı. Aynı kapağı gibi çok zayıf, üstün körü yazılmış hiçbir şey hissettirmeyen ruhsuz bir kitap olmuş. Bir konuya sahip değil, bir olay yok, tarihi aşk romanı ama aşkı da hissedemedim. Serinin bir parçası, mecburen yazmak zorundayım şeklinde yazılmış bir havası vardı, hissettirdiği hiçbir şey yok. Eee ne okudum ben? Bu kadar kalabalık bir aileye mensup Eloise kimseye haber vermeden tanımadığı ama mektuplastigi 4. kuşak kuzeninin kocasına elini kolunu sallayarak geliyor, karşılama bir o kadar berbat. Sorumsuz, ilgisiz bir baba karakteri, cocuklarının yüzme bildiğinden bile haberi yok.Botanikçi ama onunla ilgili de birşey okuyamadık. Eloise'e un döktüler,ip gerdiler, ertesi günü sevmeye karar verdiler. Kitabın yarısında Eloise'in kardeşleri ancak teşrif ettiler, mecburen hemen evlendiler. Neyse kitabı anlatmiyim anlatacak birşey de yok zaten, tamamen zaman israfı.
“Seni izliyorum.”
Eloise’in dudakları şaşkınlıkla aralansa da güldü. “O kadar da ilgi çekici bir şey olmasa gerek.”
“Tam tersine. Dikkatimi bu kadar uzun süre çekebilecek başka bir şey olduğunu sanmıyorum.”