Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sonsuza Kadar

Susanna Tamaro

Sonsuza Kadar Gönderileri

Sonsuza Kadar kitaplarını, Sonsuza Kadar sözleri ve alıntılarını, Sonsuza Kadar yazarlarını, Sonsuza Kadar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hep sevgi ve merhametten söz edildiğini işitiyordum ama çevremdeki insanlarda bu sevgi ve merhameti göremiyordum. Neşeden söz edildiğini duyuyordum ama çevremde yalnızca hüzünlü ve kederli çehreler vardı.
Sayfa 73
Işığın daimi olarak parıldadığı dünyada gece yoktur ama o dünyaya götüren yol da yoğun bir karanlıkla, yapışkan bir petrol seliyle örtülüdür. Petrol yeryüzünün iliklerinden gelir. Yüreğimizdeki karanlık nereden gelir? O da mı kızgın karından çıkar? Ya zihnimizdeki? Peki o halde neden doğduğumuzda elimize bir fener verilmez?
Sayfa 67
Reklam
“Şiirler günlerimize minik pencereler açar,” diye yinelerdin, “günlerin kurşuni havası altında bize farklı bir gerçekliğin göz kamaştıran ışıltısını gösterirler. Teslim olmamaya yararlar.”
Sayfa 66
Her trajedinin üzerine sağanak gibi bir “eğer” yağmuru yağar ve bu “eğer”ler trajediyi yaşayan kişinin ömür boyu sırtında taşıyacağı taş yüklü bir çantaya dönüşür.
Sayfa 58
Zamanımızın insanı telleri en gergin haldeki bir kemana dönüştü.
Sayfa 56
Ona sakin sakin Japonya’da gördüğüm zen bahçelerini, düzgünce dizilmiş çakıl taşlarını, bütün taşlar arasında daima, nereden bakılırsa bakılsın görünmeyen bir tanenin bulunduğunu anlattım. –Var olan ama gene de görünmez olan– o taş, her hayatın içinde karanlıkta kalan kısmı temsil eder.
Sayfa 52
Reklam
"Ona saldırmak için yanına gelenlere Kalkütalı Rahibe Teresa ne derdi biliyor musunuz? Herkes kendi içindeki çürümüşlüğe göre akıl yürütür."
Sayfa 52
Yaşlanınca bazı sözcüklerin ne denli ağır olduğunu, yüzeysellikten, bencillikten, acelecilikten elde edemediğimiz şeylerin yüreğimize nasıl ağırlık yaptığını hissediyoruz ama zaman uçup gitmiş oluyor ve bir daha asla geri gelmiyor.
Sayfa 42
Belki de aşkın yasası meteorolojininkinden farklı değildir. Nasıl ki hava yüksek basınçtan alçak basınca doğru hareket etmeye meyilliyse, bizim içimizde de aynen böyle, hiç beklenmedik bir anda bu boşluk oluşur. Ve bu boşluk esintiyi kendine çeker. Basınç farkı azsa hafif bir esinti olur. Çoksa bir kasırga çıkar ortaya.
Sayfa 39
Bir makas indi ve bizi birbirimize bağlayan ipleri kesti.
Sayfa 37
Reklam
Ebeveynden evlada sadece göz rengi, burun şekli değil, muhtemelen önceki kuşakların yaşamış oldukları acılar, çılgınlıklar, yıkımlar da nakloluyordu.
Sayfa 36
Kırılgan! O zamana dek bu sözcüğü, içine kırılacak eşya konan kutuların üzerinde görmüştüm. Benimle cam eşya arasında bir ilinti olabileceğini –benim de bir Murano avize ya da billur bir bardak olabileceğimi, yani binbir parçaya bölünebileceğimi– hayal bile etmemiştim.
Sayfa 35
Acaba yalnızlık duyarlılığı derinleştiriyor mu diye ya da insan duyarlılığı derinleştiği için mi yalnızlığı seçiyor diye düşündüğüm çok oldu.
Sayfa 35
Sen benim yılan oynatıcımdın; kavalını çalıyordun, ben sepetten çıkıyordum. Senin ezgin olmayınca, benim düşüncelerim bir sürüngeninki kadar sınırlı oluyordu.
Sayfa 18
Çocuklara dinlemeyi öğretmek gerektiğini bana anlatışını anımsıyor musun? "Eğer dinlemeyi öğretirsen, içlerine bir çapa atmış olursun. Kulaklar dalgınsa, ilk esintiyle sözler uçar gider. Herkesin pek korktuğu sessizlik aslında yoktur, her mekanın kendi sesi vardır," derdin. "Dinlemeyi öğrenmek gerekir."
Sayfa 44
841 öğeden 826 ile 840 arasındakiler gösteriliyor.