Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sonsuzluğun Etkin Yanı

Carlos Castaneda

Sonsuzluğun Etkin Yanı Gönderileri

Sonsuzluğun Etkin Yanı kitaplarını, Sonsuzluğun Etkin Yanı sözleri ve alıntılarını, Sonsuzluğun Etkin Yanı yazarlarını, Sonsuzluğun Etkin Yanı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Uçucular, evrenin esas parçalarından biridir," diye devam etti don Juan, "ve oldukları gibi kabul edilmeleri gerekir tüyler ürpertici, gaddar. Evrenin bizi sınama araçlarıdır onlar. "Bizler, evrenin yarattığı enerji sahibi araştırıcılarız." diye sözlerini sürdürürken varlığımdan haberli değil gibiydi, "ve farkındalığa sahip enerjimiz olduğundan, evrenin kendisinin farkına varması için araçlarız biz. Uçucular ise, acımasız meydan okuyucular. Başka bi şey addedilmeleri mümkün değil. Bunu yapmayı başarabilirsek, evren devam etmemize izin verir."
Sayfa 240Kitabı okudu
"Eski çağ büyücülerinin en büyük hileleri," diye don Juan devam etti, "uçucuların zihnine disiplinle eziyet çektirmekti. Uçucuların zihnini içsel sessizlikle zorladıklarında, yabancı donanımın kaçtığını keşfetmişlerdi; bu da bu manevrayı gerçekleştiren uygulayıcılarda zihnin yabancı kaynaklı olduğuna dair hiç kuşku bırakmamıştı. Yabancı donanım geri gelir, bundan emin olabilirsin, ama eskisi kadar güçlü değildir; ve öyle bi süreç başlar ki uçucuların zihninin kaçışı rutinleşir, sonunda bi gün de tümüyle kaçıp gider. Gerçekten hüzünlü bi gündür bu! Artık kendi başının çaresine bakman gereken gün gelmiştir, ve sen nerdeyse sıfırsındır. Ne yapacağını söyleyecek hiç kimse yoktur artık. Sana alışık olduğun ahmaklıkları buyuracak yabancı kökenli bi zihin yoktur.
Sayfa 235Kitabı okudu
Reklam
"Senin benim yapabileceğimiz bi şey yok." dedi don Juan, ciddi, hüzünlü bir sesle. "Tüm yapabileceğimiz, bize dokunamayacakları noktaya ulaşıncaya dek kendimizi disipline etmek. Dostlarından disiplinin o güç koşullarından geçmelerini nasıl isteyebilirsin? Gülüp alay ederler seninle, daha saldırganları da seni bi temiz pataklar. Ve aslında inanmadıkları için de yapmazlar bunu. Her insanoğlunun ta içindeki derinliklerde, yağmacıların varlığına dair atalardan kalma içsel bi bilgi bulunur."
Sayfa 232Kitabı okudu
Ardından, o ana dek anlattıklarının içindeki en yıkıcı cümleyi duydum. İnsanın çaresiz bir şekilde yakalandığı yer olan o dar farkındalık saçağının, özün-yansıtılmasının merkezi olduğunu söyledi. Yağmacılar, bize kalan tek farkındalık noktamız olan özün-yansıtılması üzerinde oynayarak, amansızca, vahşice tüketmeye devam ettikleri farkındalık parlamaları yaratıyorlardı. Bizi farkındalık parlamalarımızı yükseltmeye zorlayan anlamsız sorunlar oluşturuyorlar, ve bu yolla, uydurma kaygılarımızın enerji alevlenmeleriyle beslenmek için bizi canlı tutuyorlardı.
Sayfa 232Kitabı okudu
"Hayır, öyle yapmıyorlar. Öylesi budalaca olurdu," dedi don Juan, gülümseyerek. "Onlar sınırsız ölçüde daha örgütlü ve iyi çalışır. Bizi itaatkâr, yumuşak başlı ve zayıf tutmak için yağmacılar muazzam bi manevra gerçekleştiriyor. Saldırganın stratejisi açısından muazzam, elbette. Acı çekenin açısından ise dehşet verici bi manevra. Bize zihinlerini veriyorlar! İşitiyor musun beni? Yağmacılar bize kendi zihinlerini veriyorlar, ve o bizim zihnimiz oluyor. Yağmacılarınki şatafatlı, çelişkili, marazi bi zihin, ve her an keşfedilme korkusuyla dolu. "Hiç açlık çekmemiş olmana karşın," diye devam etti. "yiyecek kaygın olduğunu biliyorum; bu duygunun, her an manevrasının açığa çıkıp yiyeceğinin esirgeneceğinden korkan yağmacının kaygısından bi farkı yok. Zihin yoluyla, ki eninde sonunda kendi zihinleri bu, yağmacılar insanoğullarının yaşamlarına kendileri için elverişli olan ne ise onu şırınga ediyorlar. Ve bu yolla, korkularına karşı bi tampon görevi yapacak kadar güvenlik sağlıyorlar."
Sayfa 230Kitabı okudu
"Çözümsel zihnine hitap etmek istiyorum." dedi don Juan. "Bi an düşün, ve bana mühendislik tasarımları yapan insanın zekâsı ile aynı insanın inanç sistemlerinin ya da tutarsız davranışlarının ahmaklığı arasındaki çelişkiyi nasıl izah edebileceğini söyle. Büyücüler, inanç sistemlerimizi, iyilik ya da kötülük kavramlarımızı, ahlak kurallarımızı bize yağmacıların vermiş olduğunu söylerler. Umutlarımızı, beklentilerimizi, başarı ya da başarısızlığa ilişkin hayallerimizi içimize yerleştiren, onlar. Bize tamahkârlık, açgözlülük, yüreksizlik vermişler. Yağmacılar bizi kendini beğenmiş, sıradan ve aşırı bencil hale getirmiş."
Sayfa 230Kitabı okudu
Reklam
"Bu yağmacı neden anlattığın gibi idareyi ele geçirmiş ki, don Juan?" diye sordum. "Mantıklı bir açıklaması olmalı." "Bi açıklaması var." diye yanıtladı, "dünyanın en basit açıklaması bu. İdareyi ele aldılar, çünkü biz onlar için besiniz, onları beslediğimiz için bizi acımasızca sıkıyorlar. Tıpkı bizim tavuk çiftliklerinde, gallinerolarda tavukları yetiştirdiğimiz gibi, yağmacılar da insanero çiftliklerinde, bizi yetiştiriyorlar. Böylece, yiyecekleri her zaman ellerinin altında."
Sayfa 229Kitabı okudu
Archonlar..
"Ne keşfettiler, don Juan?" diye sordum. "Ömürlük bi eşlikçileri olduğunu keşfettiler." dedi, tane tane. "Kozmosun derinliklerinden gelip yaşamlarımızın hâkimiyetini eline geçiren bi yağmacımız var. İnsanoğulları onun tutsakları. Yağmacı bizim sahibimiz ve efendimiz. Uysal ve çaresiz hale getirmiş bizi. Karşı çıkmak istesek, isyanımızı bastırır. Bağımsız hareket etmeye kalksak, aksini buyurur bize."
Sayfa 228Kitabı okudu
Savaşçı-gezgin kavramını, savaşçı olan ve farkındalığın karanlık denizinde yolculuk eden büyücüler olarak tanımlıyordu. İnsanoğullarının bir zamanlar farkındalığın karanlık denizinin gezginleri olduklarını, bu dünyanın yolculuklarının duraklarından sadece biri olduğunu eklemiş, ve o sırada ifşa etmek istemediği dış nedenler yüzünden gezginlerin yolculuklarını kestiklerini söylemişti. İnsanoğullarının bir tür burgaca, dairesel bir akıma yakalandıklarını, ve aslında durağan oldukları halde bunun onlarda devinme izlenimi yarattığını anlatmıştı. İnsanoğullarını tutsak eden bu güç her ne ise, karşısında sadece büyücülerin durabildiğini ileri sürüyor, onların disiplinleri ile bu gücün pençesinden kurtulup farkındalık yolculuklarını sürdürdüklerini söylüyordu.
Sayfa 212Kitabı okudu
Benim fikrime göre don Juan yaşamını her anlamda profesyonelce sürdüren bir varlıktı; yani en önemsizine kadar tüm eylemleri bir anlam taşımaktaydı. Bense, hiç ölmeyeceklerini düşünen, her adımlarında kendileriyle çelişen, hiçbir edimlerinin hesabını veremeyecek insanlarla çevriliydim. Adil bir oyun değildi bu, bütün kartlar karşımdaki insanların aleyhineydi. Ben don Juan'ın istikrarlı davranışlarına, kibirden tamamen yoksun oluşuna, zekâsının erişilmez derinliğine alışıktım; bu nitelikleri barındıran farklı bir davranış modeli var olduğundan tanıdığım insanların ancak birkaçı haberdardı. Çoğunun tek bildiği özün-yansıtılması modelinden ibaretti, ve bu da insanı zayıflatıyor ve bozuyordu.
Sayfa 212Kitabı okudu
Reklam
"Bu organik olmayan varlıkları algılayabilir miyiz, don Juan?" diye sordum. "Elbette algılayabiliriz," diye yanıtladı. "Büyücüler bunu istençli olarak yapar. Sıradan insanlar da yapar, ama yaptıklarının ayırdına varmazlar, çünkü ikiz bi dünyanın bilincinde değildirler. Bi ikiz dünya düşündükleri zaman bin çeşit zihinsel mastürbasyona girişirler, ama hiç akıllarına gelmez ki fantezilerinin kökeninde hepimizin sahip olduğu o bilinçaltı bilgi yatmaktadır: yalnız olmadığımız duygusu."
Sayfa 199Kitabı okudu
"Eski şamanlar, tüm evrenin ikiz güçlerden oluştuğunu keşfetmişlerdi." diye başladı, "aynı zamanda hem birbirlerine zıt, hem de birbirlerini tamamlayıcı güçlerdir bunlar. Bizim dünyamızın ikiz bi dünya olduğu kaçınılmaz bi gerçektir. Onun ziddi ve tamamlayanı olan dünyanın nüfusunu oluşturanlar, farkındalığı olan, ama organizması olmayan varlıklardır. Bu nedenle eski şamanlar onlara organik olmayan varlıklar diyordu."
Sayfa 199Kitabı okudu
"Zaten bildiğin gibi," diye lafa girdi, "evrende eski çağ Meksika'sı büyücülerinin farkındalığın karanlık denizi diye adlandırdıkları sürekli bi güç vardır. Onlar algılama erklerinin doruğundayken öyle bi şey gördüler ki, pantolonlarının içinde tir tir titrediler, pantolonları vardıysa tabii. Farkındalığın karanlık denizinin sadece organizmaların farkındalığından değil, aynı zamanda organizması olmayan varlıkların farkındalığından da sorumlu olduğunu gördüler."
Sayfa 198Kitabı okudu
Don Juan, "Küçük hesaplar peşinde koşma konusunda Yaqui'ler benzersiz değildir," dedi kulağımın içinde. "İnsanoğullarının içinde kısılıp kaldığı bi durumdur bu, ve insani bile değildir; dışardan zorla kabul ettirilmiş bi şeydir."
Sayfa 193Kitabı okudu
Rüya görme, farkındalığın karanlık denizi ile bağlantı noktanı değiştirme edimidir. Ona bu açıdan bakarsan, çok basit bi kavram ve çok basit bi manevra haline gelir. Anlaman için tek başına bu yeterli olur; imkânsız bi şey değildir, öyle gizemlilik bulutlarıyla filan sarılı da değildir.
Sayfa 186Kitabı okudu
47 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.