Klu
m-M,
Hayatın tümü bana kolaylıkla, neşeyle ve ihtişamla gelir."
Olan kendi zamanı ve yeri için mükemmeldir.
Arzuladığın ve elde edeceğine inandığın; her şeyi elde edeceksin.
Sahiplenmediğin şey senin sahibin olur.
Bir şeyi iyi ya da kötü, pozitif ya da negatif, üstün veya aşağı diye nitelendirmeden, sadece olduğu gibi bıraktınız mı hiç? Bıraktınız mı? Bir şeyi sadece "olan" olarak hiç gördünüz mü? Ancak vardır/olandır bilincine eriştiğinizde , kendinizi , negatif/pozitif enerjinin aşırılıklarından ve yargılamaktan kurtarabilirsiniz . Kutuplar arasında yaşamaya devam ettikçe, dogmalar hayatınızı yönetir. "İyi" mevcut olduğu sürece "kötü" de mevcut olmak zorundadır. Bir şeye "iyi " gözüyle baktığınızda, onu dengelemek üzere bir de "kötü" yaratmak zorundasınız . Bunu biliyor muydunuz. " Doğru" kavramına her kucak açtığınızda, onun zıt kutbu olan "yanlış" da kendinize çekersiniz. Şimdi artık, neden işlerin hep "doğru" gitmediğini biliyorsunuz.
Bu soruyu Shanta yanıtladı: "Amacın amacı şu ," dedi. "Çevredeki senlik dışı' olana (ki bu yemektir) ve kendi içindeki senlik dışı' olana (bunlar da tat alma duyumlarındır) iyice dikkat etmeyi ögrendiğinde, bir de bakarsın ki bilincinin ötesindeki 'senlik dışı'na dikkat etmeye başlamışsın. Belki bunu başka türlü anlatmak daha doğru olur," diye sürdürdü Shanta. "Bilincinin ötesindeki 'senlik dışı', fizyolojik açıdan 'senlik dışı' olanın iyice farkına varmış bir 'sen'e kendini daha kolay bildirebilir. "
Olduğumu sandığım ikinci Ben kendimi tanımama bir izin verse, öz varlığımın karşıtların uzlaşması, ikilik-Ötesi tam ve bölünmez gerçegin tümüyle özümlenip yaşanması olduğunu anlardım.
Hiç kimsenin bir yerlere gitmesi gerekmez. Çünkü hepimiz varmak istediğimiz yerdeyiz. Eğer öz varlığımın bilincine varabilseydim, kendime yakıştırdığım kişiliğin gereklerine göre davranmayı bir yana bırakır ve böylece öz varlığımı bulurdum.
Birisinden en aşağılık, en katlanılmaz, en menfur ve en anlaşamayacağı kişilik tipini tarif etmesini isteyin, size kendi bastırılmış özelliklerinin tanımlamasını yapacaktır. Tamamen bilinçdışı olan bu durumun yarattığı etkiyle öteki kişide her karşılaştığı yer ve zamanda acı çekecektir. Bu niteliklerin onun açısından bu denli kabul edilemez olmalarının sebebi, kendisine ait olan bastırılmış tarafları temsil etmeleridir; yalnızca kendimizde kabul edemediğimiz şeyleri başkasında katlanılmaz buluruz. Bizi çok fazla rahatsız etmeyen, nispeten kolay affedebildiğimiz olumsuz nitelikler muhtemelen gölgemizle alakalı değildir.