İki tür sonsuza dek vardı.
İyi-Kötü.
İyi olan sonsuza dek bir yalandı ve bunu erken yaşta öğrenmiştim. O türdeki sonsuza dek, kelimenin hem gerçek hem mecaz anlamıyla alevlerin içinde son buluyordu. Ne kadar sıkı tutunmaya çalışırsan çalış işe yaramıyordu, o türdeki sonsuza dek parmaklarının arasından kayıp gidiyordu. Kötü türdeki sonsuza dek ise bir hayalet ya da bir gölge gibiydi. Ne olduğu önemli değildi. Her daim arka planda durmaya devam ediyordu