Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Felsefe-Bilimin Düşünce Biçimi

Sorun Nedir?

Ş. Teoman Duralı

En Eski Sorun Nedir? Gönderileri

En Eski Sorun Nedir? kitaplarını, en eski Sorun Nedir? sözleri ve alıntılarını, en eski Sorun Nedir? yazarlarını, en eski Sorun Nedir? yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Felsefenin hikmetisebebi ahlâktır. O, bütün felsefe 'su'larının kendisine dökülüp kavuştuğu ana ırmak mesâbesindedir. Felsefenin her alanı, kolu, kesimi, dalı budağı, ahlâkla doğrudan yahut dolaylı, az yahut çok ilintilidir. 
Akıl, Tanrının, Varlık zâtı olan Ruhundan insana ihsânıdır. Şu hâlde akla uymamak, boş vermek, ilahî armağanı reddetmektir.
Reklam
Ben-kişisi ile öteki-ben-kişisi arasında oluşan 'seziş-irtibâtı' dostluk bir sevgi türüdür. Seziş-irtibâtının hâlis tezâhürü, annenin evlâdına duyup gösterdiği şefkat ve kadın ile erkek ilişkisinde görülebilinir. Kadın - erkek ilişkisinde dirimsel-kalıtsal ortak paydadan bağımsız hâlde karşı cinsiyetten iki kişi, bir bütünlük oluşturmak üzre, hem lafzî hem de mecâzî anlamda, tüm çıplaklıklarıyla birleşip imtizâc eder. Bu çeşit dostluğa aşk adı verilir. Tutkuyu, fedâkârlık ile sabrı kapsayan aşk, en yüksek dereceli sevgidir. İkisinin fışkırdığı pınar, 'gönül'dür.
Bilge (hakim, ârif, sufi.), bireyin gerek kendine dönük, gerek öteki birey toplulukları arasında gerekse kendini çevreleyen doğada daha anlamlı, uyumlu ömür sürmenin yolunu yordamını araştırır. Bu maksada yönelik olarak gündelik yaşama akışının dışına çıkmak zorundadır. Akıntıya kapılmış sürüklenen, durumu üstünde düşünemez. Ancak akıntıdan kendini kurtaracak ki, durumunu mütâlea edebilsin. Söz konusu tutuma 'teorik tavır alış' diyoruz. Başka bir anlatımla, insanın, içinde bulunduğu durumdan kendini sıyırarak oraya 'kuşbakışı' tavırla yeniden bakması, nazar atfetmesi ' teoria yapma'sı demektir. Buna işte, 'bilgelik' adı verilir.
Gönle ebedî hayat umudunu aşılayabilecek dinî itikâttan yoksunsa, yaşanılan kültür dünyası 'mutlak çözümsüzlüğ'e (Y aporia) saplanmış demektir. Mutlak çözümsüzlüğe düşülmüş olmanın doğurduğu yeis, değerlendirme-anlamlandırma yetisine ket vurur. 
Söz konusu varoluş bunaltısı (Martin Heidegger, Jean-Paul Sartre), ilgili kültür âleminin eleştirel düşünmeğe eğilimli öznelerini kaçınılmazcasına secularisme-laicisme yozlaşmasına sürükleyecektir. Gidişin son ıstasyonları, bütün üstün değerlere başkaldırmayı ve onların baştan aşağıya reddi ile inkârını derpîş eden tanrıtanımaz varoluşculuk ile hiçcilik yıkımıdır
Reklam
Bilgi'ye saygılıysak, 'geçmiş'e hürmet göstermeliyiz. 
İmdi, Kung Fu Çe de, bilgeyi yukarıda çizmeğe çalıştığımız çerçevede bize şöyle tarif etmiştir: "Bilge, şu dört zaaftan tamamıyla masûn olan kişidir: İzzetinefs, peşin hüküm, inat ile bencillik. İlgi ve sevgiyle yaklaşan bilge, kasıntısız ağırbaşlılığı ve efendililiğiyle karşısındakinde kendiliğinden saygı uyandırmıştır. Hâl ile hareketlerinde ne kadar da ince ve inandırıcı olmuştur! Öylesine cana yakın ve güven vericiydi ki! Hoş mizâçlı ve sevimliydi...
Benim "mangal maşası" dediğimden, sen, "bayram haftası"nı anlıyorsan, yaşamak için elzem olan el ve işbirliği sağlanamaz. Şu durumda kişi ile dışındaki gerçeklik arasında, birinci derecede, irtibâtı sağlayan dildir.
Bilgelik ile felsefenin karşılıklı konumlanışları ile karşılaştırılmalarına ilişkin mülâhazalarımızı şöyle basit gelebilecek bir örneklemeyle toparlarsak: Mistik, hastaya bakarken, hastalığın biyolojik sorununu çözmeğe kalkmaz. Hastanın çektiğini anlamağa, onunla hemhâl olmağa gayret gösterir. Filosof- bilimadamıysa, hastaya eğilerek, bakarak hastalığı açıklamağa çaba harcar. Hastalığın neden - etki bağıntısını kurmak sûretiyle tümelliğini kavramanın peşindedir. Şu durumda hastalık, katlanılan ıztırâplardan soyutlanarak ona yol açmış etkenler ile özelliklerden ibâret kalır.
348 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.