Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sosyal Kuralların Psikolojisi

Muzafer Sherif

Sosyal Kuralların Psikolojisi Gönderileri

Sosyal Kuralların Psikolojisi kitaplarını, Sosyal Kuralların Psikolojisi sözleri ve alıntılarını, Sosyal Kuralların Psikolojisi yazarlarını, Sosyal Kuralların Psikolojisi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
160 syf.
5/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Sosyal Kuralların Psikolojisi
Bu kitabı kendi zevkimin dışında, psikoloji hocamın verdiği ödev sonucu okumaya başladım. 1980'lerde yazıldığı açık bir biçimde anlaşılıyor çünkü dili çok ağır ve karışık. Açıkçası ödevim olmasaydı yarım bırakabileceğim bir kitap çünkü dışarıdan bakıldığında verilen örnekler bile konuyu tam olarak açıklayamıyor. Ben psikoloji bölümü öğrencisi olduğum çin deneyler hakkında biraz bilgim vardı ancak sosyal ve toplum psikolojisi hakkında dünyaca bilinen bir sürü deneye karşın verilen deneyleri çok açıklayıcı bulmadım. O dönemin bakışıyla okunursa anlamlı olacağını düşünüyorum. Akademik olarak bakacak olursak da ders kitabı olarak kullanmak isteyeceğim türden bir kitap değil maalesef ki.
Sosyal Kuralların Psikolojisi
Sosyal Kuralların PsikolojisiMuzafer Sherif · Alan Yayıncılık · 198514 okunma
Konumumuz, bir durumda ne olduğumuz, nasıl duygulanacağımız ve davranacağımız, toplumsal değerlerle önceden belirlenmiştir. (Her belirgin durumun kendisine özgü özelliklerinin rolünü küçültmek gibi bir isteğimiz yoktur.) Bir kocanın veya kadının birbirlerinden bekleyebileceği, ayrıcalıklar ve görenekler bir kültürden diğerine göre değişir (verilen karşılıklardaki nesnel değişmeler, toplumsal uyum ve yorumdan daha az önemlidir.) Bu değişmelerle, herhangi bir kültürdeki bir kadının egosu, kocasının davranışıyla incinebilirken bir başka kültürdeki kadın, böyle bir davranışı asla ve asla bir ego sorunu haline getirmez ve hiç incinmez.
Sayfa 132 - Alan YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Kendimizi içerisinde bulduğumuz kan bağları o kadar iyi örgütlenmişlerdir ki, ana-babalarımıza ve akrabalarımızla olan önceden belirlenmiş bağlılığımız bize başka türlü olmasına olanak vermeyen birtakım yasalar gibidir ve doğal görünürler. Bununla birlikte, farklı toplumlardaki kan bağlarının incelenmesi bizimle diğer insanlar arasındaki duygusal uzaklığın toplumsal yapıyla önceden belirlenmiş olduğu gerçeğine gözümüzü açar. (...) Aile içindeki en özel insan bağları bile doğal veya doğuştan değildir. Bunlar toplumsal olarak yerleşik küme yıldızlar gibi kan bağlarının karmaşıklığının temeline dayanarak biçimlenirler.
Sayfa 121 - Alan YayıncılıkKitabı okudu
Bir kimseye ilk kez tanıştırıldığımız zaman alışıldığı üzere hafif bir çekingenlik ve arayış vardır; böyle bir kimseyle ne konuda konuşmayı, diyaloğa nasıl başlamayı, ona karşı nasıl davranılacağını ve sözlerini nasıl yorumlayacağımızı kesin olarak bilemeyiz. Birçoğumuz yeni tanışılan bir kimse ile ilişkimizi düzenlemekte oldukça utangaçlık gösteririz. Bunun açıklaması, şöyle olabilir. Yeni bir tanıdığın sözleri, davranışları, görüşleri bir anlamda yeni ve ketum, bizim için birbirine bağıntılı olmayan uyarılardır; bir ilgi kurulabilmesi için bunlara bir dayanak yoktur. (...)Buna rağmen, her zaman birbirlerinden ne türlü davranış bekleyecekleri, görenekler, yasalar veya üye oldukları toplumdaki diğer kurallarla önceden belirlenmiştir. Sırasıyla toplumsal, yönetsel veya iktisadi konular ve her birinin diğeri üzerinde mümkün olacak etkileri, birbirlerinden neler bekleyeceklerini geniş çapta tayin eder. Böyle toplumca önceden belirlenmiş şeyler, akrabalar arasında bile kişisel ilişkileri tayin eder.
Bir toplulukta bir arkadaş ile konuşmaya dalmış ve doğrudan doğruya salt arkadaşınızın yü­züne ve sözlerine dikkat ediyor olabilirsiniz. Ancak, arkaplanın düzeni, grubun neşeliliği veya ciddiyeti, çevrenizdeki arkaplanın sessizliği veya gürültüsü, arkadaşınızda birbirinize dalmanıza rağmen, sizin ve arkadaşınızın üzerinde bir etki yapacaktır. Koffka'nın sözleriyle "arkaplan" biçimin üzerinde göründüğü bir genel düzey (niveau) gibidir. Arkaplan toplumsal psikolojide özellikle önemlidir. Toplumsal kolaylıkları artırma üzerine yapılan çalışmalar eğer biçim ile arkaplan arasındaki üstü kapalı duyarlı ilişki dikkate alınsaydı daha çok anlam kazanırdı. (...) Kişinin yerine getirdiği her davranışın belirli bir "arkaplana" sahip bulunduğunu ve bununla tayin edildiğini gösterir.
Sayfa 45 - Alan YayıncılıkKitabı okudu
İki aç adama ızgaradan yeni çıkmış domuz pirzolası sununuz. Aç adamlardan birisi de Müslüman olsun. Onun dini, domuzla ilgili ne varsa ona, bunun iğrenç olduğunu söyler - bu yerleşik bir tabu, bir kuraldır. Diğeri bir Hıristiyan olsun, domuz pirzolalarını kapacak ve afiyetle yiyecektir. Birincisi, pirzolalara dokunmamakla kalmayacak, pirzolalara ve böyle pis şeyler yiyen kişiye de tiksinme duyacaktır. Bu yüksek derecede karmaşık düzeydeki basit bir psikolojik veriye örnektir. Dış uyarı ve bununla neden olunan deneyim veya bunu izleyen davranış arasında noktası noktasına doğrudan bir korelasyon yoktur. (...) Uyarma her defasında bizde aynı etkiyi yaratmayabilir. Sonuçsal etkiler yalnız ketum bir biçimde yapılan uyarıyla değil, diğer uyarının uyarılar arasındaki yeri ve o anda bizim iç koşullanrnızla tayin edilir.
Sayfa 37 - Alan YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Her kültürün bireylerinde yöresel-merkezcilik vardır. Bir psikolog veya sosyolog kendi yöresel-merkezci toplumsal değerlerini çalışmalarında önde tutarak diğer insanların yöresel-merkezciliğine kabul ettirmeye kalkarsa, sonuç içinden çıkılmaz bir karmaşıklık olur. Kendimizin yöresel-merkezciliğini diğer yöreye-bağlı oluşlara veya kendi toplumumuzda yapılan gözlemlemelere baskıyla kabul ettirme tehlikesinden kendimizi korumak için durumun yansız olarak incelenmesine yardımcı olan veya olmayan bizim kendi toplumsal değerlerimizin içsel veya dışsal etkilerinin farkında olmalıyız. Bu, bizim kendi kurallarımızdan, bizim kendi kesinkesciliğimizden belli bir uzaklık bırakmak gerekliliği demektir. Böyle bir uzaklık elde etmek sosyal psikolojide ve toplumsal doğal oluşumlarla uğraşan diğer bilimsel araştırmalarda objektifliği güven altına almak için temel koşuldur.
Sayfa 29 - Alan YayıncılıkKitabı okudu
Kuralların toplumsal determinizminin bir sonuca bağlanması bakımından, olağandışı (anormal) olarak kabul edilen (olgu) geniş çapta toplumsal olarak ölçütlendirilmiştir. Bir insan aptal veya deli olarak kabul edilebilir, çünkü düşünceleri ve davranışı zamanının o anda geçerli olan mevcut kurallarından önemli sapma göstermektedir. O kimsede olağandışı (anormal) sayılmış olanın bir süre sonra aynı toplumda eksiksiz bir biçimde saygı duyulan kurallara katkıda bulunduğu da görülebilir.
Sayfa 28 - Alan YayıncılıkKitabı okudu
Bireysel farklılıklar aklı başında hiç kimsenin inkar edemeyeceği gerçeklerdir. Herhangi bir uyarının iki kişi üzerindeki etkisi, hatta aynı kişi üzerinde ayrı ayrı zamanlar­da veya değişik koşullar altındaki etkisi farklı olabilir.
Günlük hayatta tanıdık bir kimsenin yanında iken kendisinin ileri sürdüğü bir konuya kararsızca veya olumsuz olarak bir tepki göstermemiz az rastlanan bir olay değildir. Belki de güçlü bir prestij sağlamadıkça veya ağır baskı altında olmadıkça ileri sürülen düşünceleri veya tavsiyeleri olduğu gibi kabul etmeme eğilimi bulunmaktadır. Belki de bir ego için çabuk eğilir görünmek o kadar hoş birşey değildir. Ya da, daha sonra kendi kendimize arkadaşımızın düşüncesi konusunda karara varacak durumda olmadığımız için ona hak verebiliriz. Bunu, özgür seçime ve bağımsız duygulara sahip olduğumuz ve ego üzerinde o anda bir baskı olmadığı için, belki de içten içe açık fikirli olmamızdan gurur duyduğumuz için yapıyor olabiliriz
37 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.