Hizmet sektörüne ait birçok alanda, insanların duygularının toplum içindeki sergilenişini yönetmeleri, onların becerilerini geliştiren eğitimin kilit bir parçası haline gelmiştir.
Yaşamlarımızın toplumsal bağlamları tamamen rastlantısal olarak oluşan olayların ve eylemlerin bir yığını değildir; onlar yapılandırılmış yada farklı şekillerde kalıplanmış.
Marx, bir çağın baskın düşüncelerinin, yönetici grupların düşünceleri olduğunu savunmaktadır.
Günümüzün serbest piyasa kapitalizmi çağında ise baskın düşünceler özgür seçimler yapan egemen bireylerin düşünceleridir.
George Simmel, kent insanlarının diğer kişilere karşı yapıları gereği umursamaz ve ilgisiz olmadığına işaret etmektedir. Onlar, yoğun nüfusu olan kentsel ortamın baskıları karşısında kendi bireysel benliklerini korumak amacıyla böylesi davranış biçimlerini benimsemeye zorlanmaktadır.