Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Sosyoloji (7. Edisyon)

Anthony Giddens

Sosyoloji (7. Edisyon) Gönderileri

Sosyoloji (7. Edisyon) kitaplarını, Sosyoloji (7. Edisyon) sözleri ve alıntılarını, Sosyoloji (7. Edisyon) yazarlarını, Sosyoloji (7. Edisyon) yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
George Simmel, kent insanlarının diğer kişilere karşı yapıları gereği umursamaz ve ilgisiz olmadığına işaret etmektedir. Onlar, yoğun nüfusu olan kentsel ortamın baskıları karşısında kendi bireysel benliklerini korumak amacıyla böylesi davranış biçimlerini benimsemeye zorlanmaktadır.
Sayfa 214 - Kırmızı YayınKitabı okuyor
Sosyolojik bakış açısına doğru adım adım
Sosyolojik düşünmeyi öğrenmek hayal gücümüzü geliştirmek demektir.
Sayfa 5 - Kırmızı YAYINLARIKitabı okuyor
Reklam
Zenginler dünyanın ana tüketicileri olsa da, büyüyen tüketimin neden olduğu çevresel zarar, yoksullar üzerinde en ağır etkiyi yapmaktadır.
Sayfa 194 - Kırmızı YayınKitabı okuyor
Peki ülkeler bu duruma ne kadar hazırlıklı?
Bugün herkes küresel ısınmadan söz ediyor. Ancak, benim öngörüm iki yıl içinde su, jeopolitik gündemin en üst sırasına çıkacaktır. ... Küresel nüfusun neredeyse üçte ikisi, suyun az bulunur bir meta olduğu ülkelerde yaşayacaktır. Ve bu da çatışmalara yol açabilecektir.
Sayfa 175 - Kırmızı Yayınları, 1.Baskı: Ekim 2016, İstanbulKitabı okuyor
KÜRESEL BARBİE. Yakın zamanda çekilen Barbie filminin küresel ekonomi de bir canlılığa hizmet ettiğini söyleyebiliriz. Ki bana göre amaç tam olarak buydu: satışları düşen Barbie bebeklere talebi uyandırmak. Amacına ulaştı mı? Bence ulaştı. Tabi yine en karlı ülke ABD olmuştur..
Sosyoloji (7. Edisyon)
Sosyoloji (7. Edisyon)
Batı kolonyalizmi, kaynaklarını yağmalamak amacıyla pek çok ülkeyi az gelişmiş halde bırakmış, bu durum Batı’da daha hızlı bir ekonomik gelişmenin yaratılmasına yardımcı olmuştur.
Sayfa 127 - Kırmızı YayınKitabı okuyor
Reklam
Postmodern çağ, insanların gerçek kişilere ya da yerlere değil medya görüntülerine tepki gösterdiği bir dünyadır. (Jean Baudrillard)
Sayfa 105 - Kırmızı Yayınları, 1.Baskı,Ekim 2016, İstanbul.Kitabı okuyor
Erkek Akım Sosyolojisi
Marx’a göre, insan toplumunun ilk biçimlerinde hiçbir toplumsal cinsiyet ayrımı yoktu ve erkeğin kadın üzerindeki gücü, ancak sınıf ayrımı ile birlikte ortaya çıktı. Kadınlar, evlilik kurumu ile erkekler tarafından sahiplenilen bir tür özel mülk olarak görülmeye başladı. Kadınların bu bağımlılık durumundan kurtulmalarının tek yolu, kapitalizmin devrilmesi ve sınıf ayrımlarının ortadan kaldırılması olabilecekti.
Sayfa 99 - Kırmızı Yayınları, 1.Baskı: Ekim 2016, İstanbul.Kitabı okuyor
Sosyolojinin bakış açısına göre temel olan nokta , Kendi bireysel hayatlarımızdaki göze çarpmayan ama buna karşılık karmaşık ve derinliği olan davranış tarzlarının, toplumsal deneyimlerimizin içerdiği bağlamları yansıtıyor olmasıdır.
Hochschild'e göre, hizmet sağlayan sirketler artan bir şekilde işçilerin yalnizca fiziksel faaliyetine değil ayni zamanda onlarin duygularına da sahip olmaktadır. Bu araştirma, yaşamın pek çok insanin ka- niksadiğı bir yönünü ele almış ve sosyolojinin ona ilişkin kavrayışımızı derinleştirebileceğini gostermişti. Hochschild, hizmet sektöründe çalışanlarin - fiziki güçlerini kullanan işçiler gibi-çoğu zaman çalışma sirasında vazgeçtik- leri bir görünümlerinden uzaklaşma ya da bu görünüme yabancılaşma alienation duygusu yaşadiklarını buldu.Ornegin fiziksel olarak çalışan işçinin kolu bir makine parçasI ve yalnızca arada sirada kişinin hareket ettirdigi bir parça gibi hissedilir hale gelebilir. Benzer şekilde, hizmet sektörü çalişanlarn çoğu zaman Hochschild'e, yüzlerinde bir gülümseme bulunduğunu ama bu gülümsemelerin kendilerine ait olmadığını söylemişti.
Sayfa 24
Reklam
Durkheim böylesi sarsıcı koşulu-derin bir amaçsızlık, endişe ve çaresizlik duyguları ile pek çok insan kendi yaşamlarının anlamından ve yapısından yoksun kaldığı algısı içinde olmaları halini- anomi olarak adlandırmıştı.
Sayfa 16
Yapı düşüncesi bize bir yapılanmayı ha- tırlatsa da, toplumsal yapılar, bir defa kurul- duktan sonra eylemlerimizden bağımsiz bir şekilde var olan fiziksel yapılara hiç benzememektedir. Insan toplumları her zaman bir ya-pilandirma süreci içindedir. Bu toplumlar, onları oluşturan 'yapi taşları-sizin ve benim gibi insanlar- tarafindan her an yeniden yapılandırlır. Kahve olayını yeniden düşünün. Bir fincan kahve sizin elinize kendiliginden düşmez. Siz belirli bir kahvehaneye girmeyi seçersiniz, bir latte ya da bir espresso mu içeceğinize karar verirsiniz. Bu kararları milyonlarca diger insan gibi verirken, kahve piyasasını şekillendirirsiniz ve bu da dünyanın diğer tarafindaki kahve üreticilerinin yaşamlarıni etkiler.
Sayfa 9
Hepimiz toplumsal bağlamlarımızdan etkilenirken davranışlarımız tamamen bu bağlam tarafından belirlenmez. Sosyoloji, toplumun bize ne yaptığı ile bizim kendimize ve toplumumuza ne kattığınız arasındaki bağlantıları araştırır. Etkinliklerimiz hem etrafımızdaki toplumsal dünyayı yapılandırır- ya da ona şekil verir - hem de o dünya tarafından yapılandırılır. Yaşamlarımızın toplumsal bağlamları tamamen rastlantısal olarak oluşan olayların ve eylemlerin bir yığını değildir; onlar yapılandırılmış ya da farklı şekillerde kalıplanmıştır. Davranış biçimlerimizde de başkalarıyla ilişkilerimizde düzenlilikler vardır.
Sayfa 9
Bugün içtiğimiz kahvenin neredeyse tamamı Güney Amerika ve Afrika gibi Avrupalıların sömürgeleştirdikleri bölgelerden gelmektedir; yani kahve Batı beslenme düzeninin 'doğal' bir parçası değildir.
Sayfa 7
90 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.