Teknolojik değişme toplama bir eklemek ya da toplamdan bir çıkarmak demek değildir. Teknolojik değişme ekolojiktir. "Ekolojik” kavramını çevre bilimcilerin kullandığı manada kullanıyorum. Önemli bir değişiklik topyekün değişikliğe sebep olur. Eğer tırtılları doğal ortamlarından çıkarırsanız geriye kalan, aynı doğal ortam eksi tırtıllar değildir; artık elinizde geriye kalan canlıların hayat şartlarını yeniden düzenlediğiniz yeni bir çevre vardır.
Mekanik saatin icadının kimin çıkarlarına ve dünya görüşüne fayda sağlayacağını kim bilebilirdi? Saat, 12. ve 13. yüzyıl Benedictine manastırlarına dayanır. Saatin icadına yol açan neden, manastırın alışılagelmiş işlerine (örneğin bir günde yedi vakit ibadet edilirdi) az çok dakik düzenlemeler getirmek isteğiydi. Manastırın çanları ibadet zamanlarını haber vermek için çalardı. Mekanik saat dini ritüelleri tam zamanında yerine getirmeyi sağlayacaktı. Doğrusu bunu başardı da. Fakat keşişler, saatin sadece zamanı belirlemeye yarayan bir araç değil, aynı zamanda insanların eylemlerini eş zamanlı hale getiren ve kontrol eden bir alet olacağını öngöremediler. Bu yüzden 14. yüzyılın ortalarında saat, manastırın duvarlarını aştı ve işçilerin ve tüccarların hayatına dakik düzenlemeler getirdi. Lewis Mumford'un da dediği gibi: "Mekanik saat, düzenli üretim, düzenli çalışma saatleri ve standart ürün fikirlerini mümkün kıldı." Kısaca, saat olmasaydı kapitalizm mümkün olmayacaktı.
Halk irfanı değişen ihtiyaçları fark etmekte hızlı davranmış ve o ihtiyaçları karşılamayacağı aşikâr olan yaygın irfanı da gecikmeden alaya almıştır. 1994’te Berlin caddelerine asılan bir posterde, artık dünya gerçeklerini içermeyen referans çerçevelerine uyulan sadakatle şu şekilde dalga geçilmiştir: “Sizin İsa’nız bir Yahudi; arabanız Japon; pizzanız İtalyan; demokrasiniz Yunan; Kahveniz Brezilyadan; tatiliniz Türkiye’de; sayılarınız Araplardan; harfleriniz Latin; tek
komşunuz ise bir yabancı.”
Açıkçası bu kitabın büyük bir kısmını anlamakta zorluk çektim. Sosyalist literatüre hâkim olmak gerek bu kitabı tam anlayabilmek için ama eğer tam olarak anlamış olsaydım ben de ne gibi bir iz bırakırdı, tahayyül edemiyorum. Zira anladığım kısımları beni epey sarstı diyebilirim.
Guy Debord modern dünyada yaşayan bireyin etrafını karanlık madde gibi