Artık ortak bir şuur yok. Herkesin konuştuğu dil başka. Hırsızlarla dolu bir panayırdayız. Bezirgânlar mallarını sürmek için sesleri çıktığı kadar bağırıyorlar. Tam bir yaygara... Oysa medeniyet üslup demektir.
... "Ekmek elden, su gölden daha ne istiyorsunuz?" Adımız gibi biliyorduk ki, bu sözleri söyleyenler, çocuklarına bir kez böyle hitap etmemişlerdi. Oysa onların çocukları da tıpkı bizim gibi, yedikleri ekmek, içtikleri su için bir çaba göstermiyorlardı. Hatta bizim onlardan bir farkımız vardı, biz bize sunulan imkânların karşılığında ailemizden uzakta kalmaya mahkûmduk. Evet biz, ekmeğin de, suyun da bedelini ailemizden uzak kalarak ödemiştik. Hem de, tercihe kalsa, kimsenin kabul etmeyeceği bir bedeli ödemek zorunda kalarak. Aslında biz de kabul etmemiş, buna zorlanmıştık. Bu yüzden kimse yediğimizin, içtiğimizin beleş olduğunu söyleyemezdi.