Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Sosyolojik Düşünmek

Zygmunt Bauman

Sosyolojik Düşünmek Gönderileri

Sosyolojik Düşünmek kitaplarını, Sosyolojik Düşünmek sözleri ve alıntılarını, Sosyolojik Düşünmek yazarlarını, Sosyolojik Düşünmek yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Çocukluğun erken döneminde, kişinin bağımlı olduğu grubu seçme özgürlüğü, eğer varsa bile, çok azdır. Belli bir aile, çevre, yöre, sınıf ya da ülke içinde doğarız. Sorgusuz sualsiz belli bir ulusun ya da sosyal olarak kabul edilmiş iki cinsiyetten birinin üyeliğini üstleniriz. Yaş ilerledikçe, yani artan eylem becerileri ve kaynakları toplamına sahip oldukça, tercih şansı genişler; bazı bağımlılıklara belki meydan okunup onlar reddedilirken, ötekiler gönüllü olarak istenip benimsenecektir.
...Ben karşılaştırmalı grupları onlar tarafından görülmeksizin görürüm. Verilen anlam bu örnekte tek yanlıdır; onlar benim varoluşuma hiç dikkat etmezken, ben onların eylemlerini ve kıstaslarını önemli bulurum. Aramızdaki uzaklıktan dolayı onlar genellikle benim eylemlerimi izleme ve değerlendirme yetisinden fiziksel olarak yoksundurlar; bu nedenle sapma gösterdiğimde beni cezalandıramayacakları gibi uyum gösterdiğimde de ödüllendiremezler. Özellikle kitle iletişim araçları ve televizyon sayesinde hepimiz farklı hayat biçimleri hakkında giderek daha fazla bilgi akışına maruz kaldığımızdan, her şey çağdaş benliklerin biçimlenmesinde karşılaştırmalı referans gruplarının artan rolüne işaret etmektedir. Kitlesel medya günün hâkim modasını ve en son üslupları muazzam bir hızla bize ve dünyanın en ücra köşelerine ulaştırır. Aynı şekilde, bu medya görsel olarak erişilebilir kıldığı kalıplar üzerinde otoritesini de kurar; kuşkusuz medyada gösterilmeye değer bulunan ve dünyanın her tarafında milyonlarca insan tarafından seyredilecek olan hayat tarzları, dikkate alınmaya ve eğer mümkünse taklit edilmeye değer tarzlardır…
Reklam
Ne var ki, referans grubunu davranışımı şekillendirmede böylesine yetkin bir fail yapan şey, genel olarak benim seçimim, çözümlemelerim, sonuçlarım ve eylemlerimdir. Gruplara gelince, onlar çoğu kez umursamaz bir biçimde onların hayat tarzı olduğunu düşündüğüm şeyi taklit etmekteki ve onların kıstasları olduğunu düşündüğüm şeyi uygulamaktaki özenimin ve gayretimin ayrımında değildir. Elbette, grupların bazılarına haklı olarak normatif referans grupları adı verilebilir; çünkü onlar, en azından zaman zaman, davranışlarım için geçerli olacak normları koyarlar, benim ne yaptığımı gözlerler ve bundan dolayı eylemlerimi, ödüllendirmek ya da cezalandırmak, olumlamak ya da düzeltmek suretiyle "normatif olarak etkileyecek" bir konumdadırlar. Bu gruplar arasında özellikle ağırlıklı olan, vaktimin büyük bir bölümünü aralarında geçirdiğim aile ve arkadaşlar, öğretmenlerim, işyerindeki üstlerim, sık sık karşılaşmaktan kaçınamayacağım ve kolaylıkla kendilerinden saklanamayacağım komşularımdır. Gelgelelim, benim eylemlerime tepki veren bir konumda bulunmaları, onları otomatik olarak benim referans grubum yapmaz. Ancak ben seçersem, onlara önem vererek ilgilerine karşılık verdiğimde, onların muhafızlığına kayıtsız kalmadığımda böyle olurlar.
...Bir kısım insanı önemli görüp seçmek, birçok grup arasından bir grubu benim referans grubum, davranışımı kendisine bakarak ölçtüğüm, hayatımın bütünü ya da hayatımın özel bir yönü için ölçüt aldığım bir grup olarak seçmek anlamına gelir. Seçtiğim referans grubu hakkında bildiklerimden yola çıkarak kendi davranışlarımı değerlendirecek, davranışlarımın anlamı ve niteliği hakkında sonuçlar çıkaracağım. Bu bilgi sayesinde, yaptığımın doğru olduğuna ilişkin rahatlatıcı bir duyguya ya da eylemimin grubunkinden farklı olduğuna ilişkin tatsız bir farkındalığa varacağım. Konuşma biçimimle, kullandığım sözcüklerle, giyinme tarzımla referans grubu örneğini izlemeye çalışacağım. Bu gruptan cüretkâr ya da başıma buyruk olup olamayacağımı, olursam hangi koşullarda olacağımı ve ortak kıstaslara ne zaman sessizce boyun eğeceğimi öğreneceğim. Referans grubum hakkındaki imgemden, dikkat edilmeye değer ve bana yakışmayan şeylere ilişkin dersler çıkaracağım.
...Sonuncu ama aynı oranda önemli bir nokta da "dünyanın haritası'dır; bu haritada başka insanların haritalarında görünebilir olan, ancak benim haritamda yalnızca boş alanlar olarak temsil edilebilecek şeyler vardır. Böyle bir harita, hayatımda oynayacağı öteki roller yanında, "benim gibi insanlar"a göre izlenecek bir dizi akla yatkın yollar bir dizi gerçekçi hayat projesi gösterir. Bütün bunları hesaba katarak söyleyecek olursam, ben grubuma çok şey borçluyum; gün boyu bana yardım eden ve onlardan mahrum kalırsam gündelik işlerimi yürütmekte tam bir acze düşeceğim bütün o bilgileri bana grubum sağlar.
...Üçüncüsü, ilgi kurma kıstası, tamamlamaya uğraştığım proje için ilgili ve ilgisiz kişiler ile şeyler arasında ayrım yapma sanatıdır. Grubum bana yandaşlarımı, ne düşman ne de rakip olanlar kadar, defterden silebileceğim, saygı göstermeyebileceğim ve küçümseyebileceğim düşmanlarım ya da rakiplerimden ayırmayı öğretir.
Reklam
...İkincisi, grubumun bana izlemeyi öğrettiği amaç ne ise onu izlerken kullandığım araçlardır. Bu araçlar da grup tarafından sunulur ve bir kere sunulduktan sonra uğraşlarımda faydalanabildiğim "özel sermayem"i -niyetlerimi başkalarına iletmemi sağlayan konuşma ve "beden dili", kendimi başkalarınınkinden farklı amaçlara vermemi sağlayan yoğunlaşma ve genelde eldeki işe uygun olduğu düşünülen davranış biçimleri oluştururlar.
Orta sınıftan bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmişsem, muhtemelen yükseköğrenim görmek bana uygun, başarılı ve doyurucu bir hayatın vazgeçilmez koşulu gibi gelecektir; ne var ki eğer şansıma işçi sınıfından bir ailenin çocuğu olmak düşseydi, muhtemelen zorunlu olarak uzun bir eğitim gerektirmeyen, ancak hayatımı kazanmama ve sonra belki de ailemin geçimini sağlamama izin veren bir mesleği hedefleyerek okulu erken yaşlarda terk etmeyi düşünecektim. Demek ki, "özgür seçim" kapasitemi uygulayacağım maksadı grubumdan ediniyorum...
“Emek işçinin kişiliğinden koparılıp yalıtılamayacağı gibi, toplam bir nakitte patronun kişiliğinden ayrılamaz.”
“Derin ve bütünlüklü kişisel ilişkiler için duyduğumuz özlemin şiddetini artıran, takıldığımız kişisel olmayan bağlılıklar ağının genişliği ve sıklığıdır.”
Reklam
“İnsanlar boşuna ümitlenecek kadar fiziksel yakınlık içindedirler, ancak ne var ki manevi bakımdan birbirinden sonsuz uzak kalmayı başarırlar.”
“Öyle ki birbirini izleyen iki insan arasındaki uzaklık sonsuz küçük olabilir; çizginin sonunda kalan bütün insanları, sağda kalan bütün insanlardan tamamen ayrı, zıt bir kategoriye sokan her sınır, her kesiklik belli ki aynı şekilde keyfidir ve savunulması güçtür.”
“Şehrin kalabalık ortamında fiziksel yakınlık manevi uzaklıkla el ele gider.”
Sosyal olarak denetlenen bir terbiye kaçınılmazdır çünkü insanların doğal eğilimleri bir arada yaşamalarını imkânsız kılar, hem de kabul edilemeyecek kadar kaba ve tehlikelidir. Çoğu düşünür bazı doğal dürtülerin baskısının özellikle güçlü olduğu ve bu yüzden her insan grubu tarafından şu ya da bu biçimde düzenlenmesi gerektiği fikrine katılır. Cinsellik ve saldırganlık dürtüleri, grupların ancak felaketleri pahasına denetim altına almayı düşünmeyebilecekleri dürtüler olarak adları en sık anılanlardır. Düşünürler, bu gibi dürtüler özgür bırakılacak olursa hiçbir grubun dayanamayacağına, dürtülerin, sosyal hayatı bütünüyle imkânsız kılacak kadar şiddetli çatışmalar doğuracağına işaret ederler.
Sosyoloji "sakinler" arasında kimsenin bırakın yanıtlanmayı, sorulduğunu bile hatırlamadığı sorular sorarak rahat ve sessiz hayat tarzını bozar. Bu gibi sorular belli olan şeyleri bulmacalara dönüştürür; bildik olanı bilmedikleştirir. Ansızın hayatın günlük akışı masaya yatırılır. Artık o yalnızca olası tarzlardan biri, tek ve eşsiz olmayan, "doğal" olmayan bir hayat tarzı olarak görünür.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.