Soykırımlar Tarihi 1: Batının İnsanlık Suçları

Sefa M. Yürükel

En Eski Soykırımlar Tarihi 1: Batının İnsanlık Suçları Gönderileri

En Eski Soykırımlar Tarihi 1: Batının İnsanlık Suçları kitaplarını, en eski Soykırımlar Tarihi 1: Batının İnsanlık Suçları sözleri ve alıntılarını, en eski Soykırımlar Tarihi 1: Batının İnsanlık Suçları yazarlarını, en eski Soykırımlar Tarihi 1: Batının İnsanlık Suçları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Francis Galton'a göre, sosyal-politikada toplumun doğal gelişimine engel olacak aşağı değerdeki kimseler, hiçbir zaman, doğru yaşamın kurallarına uymuyorlardı ve aynı zamanda bu kişiler yukarı değerdeki insanlara göre daha çok çocuk yapıyorlar ve sürekli üreyerek çoğalıyorlardı.
1945
Hepimiz sanki bilinçli olarak bir belirsizlik içerisinde yaşamaya zorlanmıştık.
Reklam
Alsas - Loren
Fransız -AIman savaşının bir sonucu olarak Alsace ye Lorraine bölgesinin, bölgesinin, Almanlara bırakılmasından doğan etnik göç sorununun aşilmasi için, zamanın Fransız hükümeti olarak, Alsacę ve Lorraine de (Elsass och Lothringen - Alsace och Lorraine)" yaşayan, daha sonraları Cezayir' de kara ayaklı diye anılan (piedsnoirs) 750.000 (bazı verilerde ise, 1.000.000) Fransızı, 1830' dan itibaren, Fransız sömürgesi olan Cezayir'e, Cezayir'in en verimli topraklarına göçmen olarak yerleştirdi, Bu durum, Fransızların, sadece kültürel asimilasyon ile yetinmeyip, aynı zamanda, Cezayir'i Fransa'nın egemenliği altında, Alsace ve Lorraine' deki savaşın akıbetinden dolayı, göç sorununu da çözen, ebedi yerleseceği bir eyaleti vé sayfiye yeri gibi görme hedefinin bir neticesiydi.
Jean Paul Sartre
Fransızların Cezayirdeki işkence uygulamalarına karşı tavır alanlardan, Fransızların ünlü filozofu Jean Paul Sartre, 1958'de Cezayirdeki veya başka yerlerdeki işkencenin, sadece Fransızların tarafından, insanlara karşı yapılan bir yöntem değil aynı zamanda, dünyada ne kadar yaygın olduğunu şu sözlerle açıklıyordu : İşkence ne sivillere, ne askerlere ne de özel olarak Fransızlara aittir. Bu öyle bir şeydir ki tüm yerleşim bölgelerini saran bir veba gibidir.
İnsanlık tarihinin uzun evresinde, köle ticareti büyük bir yer tutmaktadır. Araştırmalara dayanan veriler, köle ticaretinin, 1500 ila 1900 yılları arasında yoğun, seri ve planlı olarak yapıldığını ortaya koymaktadır.
Sayfa 33
Kölelerden doğan çocuklar da sömürge sisteminden kaynaklanan siyasi-ekonomik, sosyal ve kültürel yapıdan dolayı, birer insan değil sosyal-ekonomik miras olarak görülüyor ve çocuklar doğumlarından ölümlerine kadar, ebedi köle olarak kabul ediliyordu.
Sayfa 39
Reklam
29 öğeden 21 ile 29 arasındakiler gösteriliyor.