Yalnız biri iste, başkaları istenmeye değmiyor. Biri çağır, başkaları imdada gelmiyor. Biri talep et, başkalar lâyık değiller. Biri gör, başkalar her vakit görünmüyorlar, zeval perdesinde saklanıyorlar. Biri bil, marifetine yardım etmeyen başka bilmekler faydasızdır. Biri söyle, ona ait olmayan sözler malayani sayılabilir.
Bir kavle göre Kitab-ı Mübin, Kur'an'dan ibarettir.
Evet, her şey içinde bulunur.
Fakat herkes her şeyi içinde göremez.
Zira muhtelif derecelerde bulunur.
Bazen çekirdekleri bazen nüveleri bazen icmalleri bazen düsturları bazen alâmetleri, ya sarahaten ya işareten ya remzen ya ibhamen ya ihtar tarzında bulunurlar.
Her bir zerre, mebde-i hareketinde lisan-ı hal ile بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحٖيمِ der. Yani “Ben, Allah'ın namıyla, hesabıyla, ismiyle, izniyle, kuvvetiyle hareket ediyorum.”
İşte Zat-ı Ahmediye (asm) öyle bir Zat-ı Zülcelal'in şuunatını ve acayib-i sanatını ve âlem-i bekada hazain-i rahmetini görmüş, gelmiş, beşere söylemiş. İşte beşer, bu zatı kemal-i merak ve hayret ve muhabbetle dinlemezse, ne kadar hilaf-ı akıl ve hikmetle hareket ettiğini anlarsın.